Advertisement

Merkez Bankası Aralık 2010'dan bu yana değişik bir para politikası uyguluyor. Başkan Başçı iki gün önceki "2012 Yılında Para ve Kur Politikaları" sunuşunda bu politikanın belirsizliği bilinçli olarak artırdığının altını özenle çizdi.
Notlarıma baktım. Değişen para politikası üzerine yaklaşık bir yıl önce 31 Ocak 2011 tarihinde Habertürk Gazetesi'nde yayımlanan "Belirsizlik ile güvensizliği karıştırmak başlıklı bir yazım gözüme ilişti. Biraz kısaltarak aşağıda aynen veriyorum:
Belirsizlik yaratmak para politikalarının bir aracıdır. Bu konuda bir kuşku yok. Merkez bankaları geçmişte bilinçli bir biçimde bu yöntemi kullanarak spekülasyonları ve balonları önlemeye çalışırlardı. Bunda bazen başarılı olurlardı.
Ne var ki buradaki en büyük riskin belirsizlik yaratırken gerek kurumlarına gerekse uygulanan politikalara karşı güvensizliğin ortaya çıkması olduğunu bilirlerdi.
Böyle bir güvensizliğin risk primlerini artırarak daha fazla maliyetli borçlanma sonucunu doğuracağının bilinciyle hareket ederlerdi.
Belirsizlik oluşturarak sıcak parayı kaçırmanın son alınan önlemlerden birisi olduğu yetkililerin konuşmalarından ortaya çıktı.
Para politikasında yön değişikliği belli bir süre sonra belirsizliği beraberinde getirirse ve 'bekle ve gör' dönemi geçirilmeden güvensizlik ortamını oluşturursa, bunun bedeli cuma günü yaşanan olaylar gibi ortaya çıkan sonuçlarla ödenir.
Faizler piyasada Merkez Bankası'nın belirlediği düzeyden daha yüksekte oluşur. İMKB'den yabancı çıkışları süratlenir.
Bunun yansımaları döviz ve tahvil piyasalarında da gözlenir. TL değer yitirir. Hazine yeni tahvil satışlarında hem zorlanır hem de yüksek maliyetle borçlanmak zorunda kalır.
Bu süreç güven tazelenene ve piyasalar ikna edilene kadar sürer. İyi de bir tecrübe olur. Sıcak parayla mücadelenin belirsizlik yaratarak önlenemeyeceği öğrenilir.
Daha da önemlisi ödemeler dengesinin cari işlemler açığı yapısal olarak düşürülmeden, politikalarda eksen değiştirme ya da belirsizlik yaratma yollarıyla sonuç alınamayacağı bir kez daha tescil edilir."
Keşke yazdıklarım yanlış çıksaydı.

***

Normal gün, anormal gün

Merkez Bankası, durumumuzda bir anormallik yokken "müstesna" kavramını bir anda gündemimize yerleştirdi.
"Normal gün" dövizin 50 milyon dolardan az satıldığı ve Merkez Bankası'nın yaptığı fonlamalarda faizin 5.75 ila 8.50 arasında oluştuğu gün olarak nitelendiriliyor. Bunun dışındaki dengeler anormal ya da "müstesna günleri" simgeliyor.
Şimdi hangi gün normal, hangi gün anormal diye sabahtan itibaren tahmin yapmaya başlayacağız.
Ne var ki bu konuda da tam belirginlik yok. Normal dediğiniz bir gün bile anormal olarak sonlanabilecek.
Son iki gündür anormaliz. Her iki günde de 150'şer milyon dolarlık döviz satıldı. Dünkü bir haftalık fonlama ihalesinde faiz yüzde 10.6 oldu.
Bugün de yine "müstesna" bir gün olacağa benziyor.
Güzel günleri acaba ne zaman göreceğiz diye sormadan edemiyoruz.

NOT: Tüm okurlarımın yeni yılını kutluyorum ve iyi bir yıl geçirmelerini diliyorum.