Advertisement

IMF'nin 2011 yılına ait 4. Madde Konsültasyon Raporu ve ekleri hafta sonu yayınlandı. 117 sayfa tutarında dokümanları okuyunca faiz lobisinin başını kimin çektiğini buldum. Bu IMF'ydi. Raporu kim okusa bu sonuca varır. Türk ekonomisinde nerede kırılganlık varsa, IMF Raporu bunların nedenlerini düşük faizlere getirip bağlıyor.
■ Cari işlemler açığının en önemli nedenlerinden birisinin düşük faizler olduğundan emin.
■ Türkiye'nin temel sorununu yurtiçi tasarruf azlığına bağlarken bu durumun düşük faiz ortamından kaynaklandığı belirtiyor.
■ Merkez Bankası'nın tek bir politika faizi olursa şeffaf para politikasının ortaya çıkacağını ve yumuşak inişe yardımcı olacağını söylüyor.
■ Aşırı kredi büyümesini düşük faizlerle ilişkilendiriyor.
■ Para politikasının geleneksel enflasyon hedeflemesine dönmesini, bunun için de politika faizinin bu yönde kullanılmasını öneriyor.
■ Kasım ayı itibarıyla 12 aylık enflasyon beklentileri dikkate alınarak politika faizi yüzde 1 eksi değerdeyken, tüketici kredilerinde yüzde 14 reel faiz olduğunu belirtiyor.
■ Enflasyon artışına karşı "Faizleri yükseltin" diyor.
Faize bu kadar önem veren ve raporunda bunu defalarca vurgulayan IMF ortada iken hükümet yetkililerinin "soyut faiz lobisini" başka yerlerde aramaları gereksiz.
Başbakan Faiz lobisine karşı "Köşeli önlemler alacağız" derken herhalde IMF'yi kastetmiyordu. Ama gerçek bu.
Kanımca yapılacak iş, Türk yetkililerinin IMF uzmanlarıyla oturup şu faiz konusunu görüşmeleri ve onları ikna etmeleri.
Ettiniz, ettiniz, aksi halde bu çekişme uzun yıllar sürebilir. Faiz savaşlarında bir de IMF'yi karşımıza almak gibi bir riskle karşılaşabiliriz. Her 4. Madde görüşmelerinde, IMF faiz artırımı konusunda ısrarlı olup, uygulanan politikaları bu son raporunda olduğu gibi "ağır tondan" eleştirebilir.

***

Bu rapor neden yayınlandı?

Bir de baktık ki, cuma akşamı gece yarısı bizim saat ile 24.00'te, IMF'nin Türkiye'nin 2011 yılına ait 4. Madde Konsültasyon Raporu yayınlandı.
Bizim raporlar 4 yılı aşkın bir süredir bir türlü kamuoyuna açıklanmıyordu. Nedeni bu tür yayınlar için IMF'nin ilgili ülke yetkililerinden izin alması koşuluydu. Bizimkiler buna yeşil ışık yakmıyorlardı.
Peki ne oldu da son rapor ve ekleri bir gece ansızın yayınlanıverdi?
Raporda uygulanan politikalar ve geleceği konularında eleştiri dozu fazla değerlendirmeler var. Türkiye'nin iyi ve güçlü diye övündüğü kamu finansman dengesi, bankacılık ve düşük borç yükü konularında "Ama" diye başlayan açıklamalar kafa karıştırıyor.
Hükümet ya da Hazine yetkililerinden raporun yayınlanmasına izin verildiği konusunda şu ana kadar bir açıklamaya rastlamadım.
O zaman aklımıza "Bayram değil seyran değil, eniştem beni ne diye öptü?" benzetmesi geliyor.