Advertisement

Aralık ayı ödemeler dengesi verileri cuma günü yayınlandı. Böylece gerek aralık ayının gerekse 2010 yılının genel bir fotoğrafını tam olarak görme fırsatını bulduk.
Yorumlar ve analizler daha çok giderek artış ivmesi kazanan cari işlemler açığı üzerine yoğunlaştı.
Yoğunlaşmakta da haklıydı. Yıllık 48.5 milyar dolara, aylık ise 7.5 milyar dolara dayanan cari işlemler açığının, Türk Ekonomisi için ne kadar büyük risk taşıdığını bu rakamlardan daha iyi başka bir şey gösteremezdi.
2011 yılında konuşup tartışacağımız birincil konunun cari işlemler açığı olacağına kuşku kalmadı.
Ben bu verilerden yola çıkarak kasım ayından bu yana Merkez Bankası tarafından alınan ve sıcak paranın geri gönderilmesi odaklı önlemlerin ilk ayındaki etkisine bakmak ve piyasada konuşulan “8 ya da 10 milyar dolar sıcak para çekti gitti” savının doğru olup olmadığını görmek istedim.
Hemen belirtmek isterim ki ödemeler dengesini hedef alan önlemlerin etkisi kısa sürede gözlenmez. İstenen sonuçlara varmak için belirli bir zamanın geçmesi gerekir.
Aralık 2010 verilerine baktığımızda 7.5 milyar dolarlık cari işlem açığına karşı 9.4 milyar dolarlık finansman sağlanmış olduğunu anlıyoruz. Cari açığın artmasına karşın finansman olanakları da fazlalaşmış.
Fazla finansmanın rezerv artışına ve IMF ödemelerine gittiğini hatırlatalım.
Geri kalan 7.6 milyar dolar tutarındaki finansmanın büyük kısmı kısa vadeli fonlardan oluşmuş. Net bazda kısa vadeli banka mevduatlarında 2.2 milyar dolar, bankaların aldıkları kısa vadeli kredilerde ise 4,1 milyar dolarlık artış olmuş.
Özetle yılın 11 ayında kısa vadeli finansmana dayalı model aralık ayında da değişmemiş.
Yukarıda belirttiğim rakamlar net bazda. Brüt olarak ise aralık ayında çıkan kısa vadeli para ise sadece 2.3 milyar dolar olarak görünüyor.
Bunun 1 milyar doları mevduatlardan, 785 milyon doları hisse senetlerinden ve 475 milyon doları ise Hazine kâğıtlarından çıkış olarak kayda geçmiş.
Dolayısıyla Türkiye’den giden para öyle 8-10 milyar dolar değil. Üstüne üslük daha da fazla sıcak para gelmiş.
İzlemeyi sürdüreceğiz.

Merkez Bankası’nın zor kararı
Yarın Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplanıp politika faizi konusunda karar verecek.
Bu karar Kurul’un verdiği kararların belki de en zorlarından bir tanesi olacak. Nedeni para politikasının belirsizliği az ve oynaklığı düşük ortodoks çizgilerinden uzaklaşması.
Hükümetin görüşünü dile getiren Başbakan Yardımcısı Ali Babacan alınan kararların etkilerinin beklenmesi gerektiğini söyledi. Bunu dikkate alırsak faizlerde bir değişiklik yapılmayacak.
Öte yandan Merkez Bankası’nın “sıcak para-dış denge” yörüngesine oturan yeni para politikasına göre faizlerin daha da indirilmesi ve munzam karşılıkların artırılması gerekiyor.
Benim beklentim faiz indirim kararının bu toplantıda alınmayacağı yönünde. Munzam karşılık oranları ise bir işe yaramasa bile artacak gibi görünüyor.