Advertisement

Temmuz ayına ilişkin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verileri Merkez Bankası tarafından dün açıklandı.
Bu veri seti Türkiye'nin döviz bazında borçluluğunu ve varlıklarını gösteriyor. Yerlilerin yabancılara karşı olan net pozisyonunu, ödemeler dengesi hesaplarıyla paralel bir biçimde ortaya koyuyor.
Hazine'den, merkezi Basel'de bulunan Bank of International Settlements'ten (BIS) ve bankalardan alınan bilgilerle 1997 yılından bu yana derlenen NUYP tablosu artık aylık olarak kamuoyuna sunuluyor.
Temmuz ayı itibarıyla Türkiye'nin net uluslararası yatırım pozisyonu (NUYP) 364.6 milyar dolar ekside. Yerlilerin yabancılara bu kadar net borcu var.
Varlıklarımız 186.4 milyar dolar, yükümlülüklerimiz ise 551.1 milyar dolar olunca tablo böyle çıkıyor.
Dikkati çeken diğer noktalar şöyle:
■ Temmuz ayında NUYP bir ay öncesine kıyasla 9.9 milyar dolar azalmış. Varlıkların 3.5 milyar dolar yükselmesi, yükümlülüklerin ise 6.4 milyar dolar düşmesi net borçluluğumuzu azaltmış. Döviz kurunun etkisi yayınlanan bilgiler arasında yer almıyor.
■ 2008 yılı sonunda NUYP 201.5 milyar dolarken bu tutar temmuz 2011 tarihinde 163 milyar dolar artışla 364.6 milyar dolara yükseliyor. Artışın 112.4 milyar doları ya da yüzde 70'i son iki buçuk yıldaki cari işlemler açığından kaynaklanıyor.
■ Varlıklarda 2008 yılı sonuna kıyasla değişim pek fazla değil. 184 milyar dolardan 186 milyar dolara yükselmiş. Fazla döviz varlığı artıramamışız.
■ Yerlilerin yurtdışı yatırımlarında son iki buçuk yılda 5.2 milyar dolar tutarında yükseliş var. Yabancıların Türkiye'deki doğrudan yatırımlarındaki artış ise 89.6 milyar dolar.
■ Yükümlülüklerdeki en büyük değişimler portföy yatırımlarında ortaya çıkıyor. 2008 sonundan bu yana hisse senetleri ve tahvillerdeki artış 57.1 milyar dolar.
Bir taraftan cari işlemler açığının bir taraftan da bunun finansmanı için gelen kısa vadeli dış kaynakların Türkiye'nin uluslararası yatırım pozisyonu üzerinde baskı yaptığı açık. Varlıkların yeterince artmaması net bazda dengeyi bozuyor.
Ekonominin dış borçluluğunu gösteren bu verileri takip etmenizi öneririm. Durumu özetliyor.

***

Krizin derinleşmesinde Avrupa Merkez Bankası'nın sorumluluğu
Avrupa Merkez Bankası (AMB) sorunlu ülkelerin tahvillerini almayı sürdürüyor. Toplam 150 milyar Euro tutarında tahvil almış. Çoğunluğu Yunanistan'a ait.
Bunun anlamı Euro Bölgesi'nin borçlarının bir kısmının monetize edilmesinden başka bir şey değil.
AMB'nin siyasetçilere direnemeyip bu yola girmesi ne derece doğrudur, tartışılır.
Bu politikayı benimsemeyerek görevinden istifa eden iki Alman merkez bankacı oldu.  Kanımca haklıydılar.
Eğer siz siyasetçilere kolay yolu gösterirseniz, onlar zor olan kararları almazlar ya da almak istemezler. "İş nasıl olsa böyle de gidiyor" anlayışıyla gerekli adımları atmazlar.
Bizim geçmişimizdeki bu tür deneylerden şimdi Avrupalı yöneticiler geçiyor.
AMB bu fırsatı siyasetçilere baştan tanımasaydı, dünya böylesine "doğal afet riskine" sokulmadan şimdi düzlüğe çıkmıştı.