Advertisement

Geçen hafta sonu yapılan IMF-Dünya Bankası toplantılarındaki havayı, düşünceleri ve ortaya çıkan tabloyu sizlere daha önceki yazılarımda aktarmaya çalıştım.
Bu kez işin biraz magazin yönüne dönmek istiyorum. İyi haberlerin arandığı ve endişenin korkuya dönüştüğü bu yılki toplantılarda gözüme çarpan ve hatırımda kalan bazı kesitler şöyle:

***

Dünya Bankası'na yeni başkan aranıyor. ABD'nin hükümdarlığında bulunan bu göreve Hillary Clinton'ın en güçlü aday olduğu kulislerde konuşuluyordu.
Hillary Clinton, bilgi ve deneyimi ile bu göreve yakışır diye düşünüyorum.

***

Toplantılardan en fazla memnun kalanlar yüklü para karşılığı çeşitli kuruluşların düzenledikleri panellerde konuşanlardır herhalde. Konuşmanın yerine ve konusuna pek bakılmıyor.
Örneğin, eski ABD Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan, Nijerya'nın bankacılık sistemine ilişkin fikirlerini bir sabah kahvaltısında dile getirdi. İyi para aldığı söylendi.

***

Euromoney Dergisi bu yılın Maliye Bakanı olarak Avustralyalı Wayne Swan'ı, yılın Merkez Bankası Başkanı olarak da Çinli Zhou Xiaochuan'ı seçti. Ödülleri, Willard Oteli'nde düzenlenen bir törenle kendilerine verildi.

***

IMF'nin yeni binasına ilk kez gittim. HQ2 diye adlandırılan yeni ofis binası eskisine bitişik.
Eskiden aynı yerde bir kilise vardı. 80'li yıllarda IMF'de görev yaparken İcra Direktörleri Kurulu'nda buranın alınıp ofis alanının genişletilmesi projesinin uzun süre tartışıldığını hatırlıyorum.
Sorun kilisenin oradan kaldırılması ya da yıkılmasının olanaksızlığından kaynaklanıyordu. Kilisenin dokunulmaz olarak nitelendirilmesi hazırlanan projelere geçit vermedi.
Yeni binayı görünce aklıma geldi. "Kilisenin ne olduğunu" sordum. Yanıt ilginçti.
Kiliseye hiç dokunmadan, temelleri ile birlikte başka bir yere taşımışlar. Yerine de yeni binalarını yapmışlar.

***

Geçmişte bu tür toplantılarda IMF ya da Dünya Bankası Başkanları ile ilk görüşme
talep eden ve birinden diğerine koşan ülkelerden birisi de bizdik.
Bazen formalite, bazen de güncel sorunları çözmek için kendilerinden randevu alıp gider, resmi görüşmeler yapardık.
Bu kez dikkatimi çekti. IMF Başkanı Lagarde, ilk toplantısını Yunan ve Portekiz Maliye Bakanları ile gerçekleştirdi. Bizim ilişkilerimiz ise G-20'ler düzeyinde sürdü, gitti. Değişim çok açık ve netti.

***

JP Morgan'ın düzenlediği 3 günlük seminerin bir oturumu Türkiye'ye ayrılmıştı.
Konuşmacılar Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'ydı. Katılımcılara takdimi ise JP Morgan Uluslararası İlişkiler Başkanı ve eski İsrail Merkez Bankası Başkanı Jacop Frankel yaptı.
Frankel, Başçı'yı takdim ederken birkaç kez Başkan Yardımcısı sıfatını kullandı. İkaz üzerine "Kendisiyle dostluğum eskidir, onu ben böyle tanımıştım" diye durumu düzeltmeye çalıştı.
Erdem Başçı ise konuşmasına başlarken "Altı ay önce başkanlığa atandım ama bana altı gün gibi geldi" diyerek Frankel'in gönlünü aldı.
Gelecek yıl IMF-Dünya Bankası toplantıları ekim ayında Tokyo'da yapılacak. Daha önce bu etkinlik için Mısır seçilmişti. Fakat "Arap Baharı" alerji yapınca toplantı yerinin değişmesi farz oldu.
Bakalım bir yıl sonra nasıl bir tabloyla karşılaşacağız.