Advertisement

2009 yılı Eylül ayında ilk kez açıklanan ve geçen yıl revize edilen Orta Vadeli Program (OVP) yeni şekliyle, 2012-2014 yıllarını kapsayacak şekilde dün kamuoyuna sunuldu.
Kuşkusuz belirsizliği azaltan ve önümüzü görmemize yardım eden bu tür programlar gerçekçi olduğu ve kredibilitesi sağlandığı takdirde büyüme oranının artışına da katkı yapan bir nitelik taşırlar.
Aynı zamanda "Mali Kural"ın olmazsa olmaz koşulu olan OVP'ler kamu finansmanının sağlam olup olmadığını gösteren unsurlardan birisidir.
Dün açıklanan program konusundaki düşüncelerimi şöyle özetleyebilirim.
■ Dünya'nın içinde bulunduğu bu belirsizlik ve kriz ortamında OVP yapmak zor bir iştir. Varsayımlar her an değişebilir. Belirsizlik daha da artabilir.
■ Programın başta IMF olmak üzere uluslararası bazı kuruluşlara danışarak ve tartışarak hazırlandığını sanıyorum. Böyle de olması lazım.

BÜTÇEYİ SAĞLAM TUT GERİSİNİ DÜŞÜNME
■ Erdoğan hükümetleri ekonomide bir gerçeğin farkına vardılar; kamu maliyesinin dengesini sağladıktan sonra diğer makro verileri kontrol etmenin kolay olduğunu anladılar.
Ne yazık ki bu anlayışın uzun yıllar oluşmaması Türkiye'yi potansiyelinin altında bir büyüme performansına itti.
Bu konunun OVP'nin en temel noktasını teşkil ettiğini düşünüyorum. Öngörülerin gerçekçi ve bizi G-20'ler arasında kamu finansman dengesi ve kamu borçluluğu açılarından önde tutacak veriler olduğu kanısındayım.
■ Ancak OVP'nin kredibilitesi tartışmalı. 2009 yılı programında öngörülen rakamların hiçbirisi tutmadı. G-20'ler arasında OVP hedeflerinden en fazla sapan ülke biz olduk.
Dolayısıyla bu konuda sorunumuz var.
■ 2012 yılı büyüme oranı da tartışmalı noktalardan birisi. Ben büyümenin önümüzdeki yıl çok düşük çıkacağını beklemiyorum. OVP'de yer alan yüzde 4 kanımca makul bir oran.
Ancak 2013 ve 2014 yılları için konulan yüzde 5 oranının altının dolu olduğunu ise sanmıyorum. "Böyle olur herhalde" diye konulmuş veriler gibi geldi bana.
■ Enflasyon ise yüzde 5'lik orta vadeli hedefe odaklanmış. Yüzde 5 yine sihirli rakam olarak dikkate alınarak, Merkez Bankası'nın faizlerini artırmayacağı sinyali verilmiş gibi geldi bana.
■ Cari işlemler açığı ise enerji faturasının bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor. Halen yıllık bazda 42.6 milyar dolar düzeyinde süregiden enerji faturası önümüzdeki dönemlerde elimizi bağlayacak gibi görünüyor.
■ OVP'nin döviz ve faiz varsayımlarını bulamadım. Yetkililer açıklarsa öğrenebileceğiz.

ZAMLARIN NEDENİ
Dün açıklanan zamlar ise OVP'nin bir parçası. Her ne kadar kamu finansman dengesi iyi olsa da Merkez Bankası faiz aracını kullanamadığı için "gevşek" para politikası uyguluyor.
Bu nedenle hükümetin azalacak büyüme oranını da dikkate alarak, cari açığı frenlemek ve kamu dengesini daha da güçlendirmek amacıyla bu beklenmeyen zamları yaptığı kanısındayım.
Temel amaç faizi artırmadan OVP'nin hedeflerini tutturabilmek.
IMF'nin de buna sesini çıkarmasını beklemiyorum.