Advertisement

Merkez Bankası yaptığı sunumlarda uygulanmakta olan para politikasının ekonomiyi genişletici nitelikleri olmadığının altını çiziyor.
Verilere baktım, bunları Merkez Bankası'nın grafikleri ve argümanlarıyla karşılaştırdım.
Karşıma Merkez Bankası'nın parayı çok bollaştırdığı ve genişletici para politikası uygulamalarının giderek arttığı şeklinde bir tablo çıktı.
Verileri sizinle de paylaşayım.
■ Merkez Bankası'nın bastığı parayı gösteren para tabanı ve rezerv para rakamlarının yıllık artış oranının yüzde 100'lere yaklaştığına işaret ediyor.
■ Para arzı ise yüzde 23.1 ile yüzde 36 arasında yükseliş göstermiş.
■ Banka kredilerinin artış oranı son zamanlarda yavaşlamış olsa bile yüzde 40'larda.
■ Merkez Bankası'nın politika faiz oranı ise enflasyon oranının altında.

Siz şimdi bu verilere bakarak Merkez Bankası'nın sıkı para politikası uyguladığını söyleyebilir misiniz?

MERKEZ'İN ARGÜMANLARI
Merkez Bankası ise tedavüldeki banknotlar ile bankaların fazla rezervlerindeki artışları ABD ve Euro Bölgesi merkez bankalarıyla karşılaştırıyor. Bir anlamda "Onlara kıyasla daha az para basıyorum" vurgusu yapıyor.
"Ben bastığım parayı çekiyorum ya da bankalara zorunlu karşılık uygulayarak paraları geri alıyorum" diyerek para politikasının genişletici olmadığını savunuyor.
Bir başka sunumunda ise;
■ Faiz oranları: Genişletici,
■ Likidite politikası: Genişletici olmayan,
■ Finans sektörü politikası: Genişletici olmayan,
değerlendirmelerini yaparak net bazda para politikasının genişletici nitelikte olmadığının altını çiziyor.
Bu sunumun doğru tarafları kuşkusuz var.
Ancak tüm bu işlemleri para arzına olan etkisine bakarak değerlendirmek gerekir.
Tablo bize para arzı artışlarının "büyüme artı enflasyon oranı" toplamının çok üzerinde olduğunu gösteriyor. Reel olarak yüksek para arzı verilerine sahibiz.
En basit anlatımla basılan paranın çekildikten sonra kalan ve para arzını etkileyen tortusu, uygulanmakta olan para politikasının gevşek olduğuna işaret ediyor.

***

G-20'ler: Git ödevini yap da gel

Hafta sonu tamamlanan G-20 ülkeleri maliye bakanları ve merkez bankası başkanları toplantısında Almanya istediğini elde edemedi.
Pamuk elleri ceplere sokmak yerine, başta Çin olmak üzere gelişen pazarlara sahip ülkelerin IMF'ye para vererek Avrupa'yı kurtarma planı toplantıda kabul görmedi.
"Önce sen ne yapacaksın. Onu belirle ve bize söyle" dediler.
Almanya'yı, somut önerilerin tartışılması beklenen, 24 Ekim'de yapılacak Avrupa Liderler Zirvesi'ne yolladılar.
İnsan gerçekten şaşırıyor. Yüzsüzlüğün bu kadarı da olur mu diye hayıflanıyor. Hem Euro Bölgesi'ndeki ülkeler batarken seyirci kalacaksın, hem battıktan sonra para vermeyip, ama kurtarmak için oradan buradan dileneceksin.
Almanya ve Fransa bizi Avrupa Birliği'ne üye yapmamak için sarf ettikleri çabayı, o ülkelerdeki mali disiplini sağlamak için harcasalardı başlarına bunlar gelmeyebilirdi.