Advertisement

Gelecek yılın para politikası "esnek ve öngörülebilir!" olacak. Yani, piyasa oyuncuları evvelki gün ne kadar önlerini görebiliyorlarsa, bugün de aynı durumdalar. Belirsizlik devam ediyor.
Sayın Erdem Başçı, konuşmasının başında bir tahlil yaptı. "2012 yılı da, dünya ekonomisi için alışılmadık derecede yüksek düzeyde belirsizlikleri içinde barındıran bir yıl olmaya aday görünüyor" öngörüsüne sahip. Başkan bunları söylerken detaylı bilgi ve belgeye dayanıyor.

FIRTINALI SULARDA BALIK AVLAMAK
Avrupa'daki fırtınanın boyutlarını tahmin etmek zor değil. Avrupa Merkez Bankası, bankalara yarım trilyon Euro'ya yakın, 3 yıl vadeli ucuz para verdi. Bu kadar para, çöle atılmış bir su damlası gibi eridi gitti. Bankalar hâlâ birbirlerine borç vermiyorlar. Ortalık Noel tatili nedeniyle biraz sakin. Gelecek yılın ilk dört ayına yönelik beklentiler pek olumlu değil.
Öte yandan, Almanya Maliye Bakanı W. Schaeuble önceki gün, İngiltere'nin karşı çıkmasına rağmen, gelecek yıl finansal işlem vergisinin mutlaka hayata geçirileceğini ifade etmiş. Görünen o ki, Euro Bölgesi ülkeleri bazı finansal işlemleri riskli görüyorlar ve bunların pahalılaşmasını, azalmasını istiyorlar. Dolayısıyla dünyadaki fonlar pahalılaşacak. Denizdeki dalga boyları büyüyecek.
Biz böylesi bir havada denize açılıp balık avlamaya çalışıyoruz. Gemimiz eskisine göre sağlam sayılır. En azından öteki balıkçı tekneleri kadar su almıyor. Bununla beraber her fırtınaya da dayanıklı olduğu söylenemez. Cari açık ve enflasyon gibi önemli sorunların büyüdüğü bir ekonomik dönemden geçiyoruz.

TCMB PİYASALARA GÜVENİLİR BİR KERTERİZ GÖSTERMİYOR
Belirsizliklerin çok olduğu böylesi dönemlerde, katı politika izlemenin ne kadar zor olduğunu deneyimlerimle bilirim. Böylesi günlerde konuşmak kolay, yapmak o kadar zordur. Bu nedenle politika yapıcıların, karar alıcıların kesin hedeflerden ve değişmez politika araçlarından ellerinden geldiğince kaçınmaları anlayışla karşılanmalıdır.
Gelecek yılın Para ve Kur Politikası dokümanına bu açıdan bakınca işler biraz karışıyor. Bir taraftan fırtınalı, belirsizliklerle dolu ortama vurgu yapılırken, diğer taraftan yüzde 5 gibi çok iddialı bir enflasyon hedefi konuyor. Aslında dokümanı iyi inceleyince, hedefin arkasındaki mantık anlaşılabiliyor. Merkez Bankası'na göre, bu yılın sonunda enflasyonun çift haneye yükselmesinin esas nedeni kur. Artışın 5 puanlık bölümü döviz kuru ve emtia fiyatlarındaki gelişmelerden kaynaklanıyor. Kamu mal ve hizmetlerine yapılan zamlar ile vergi ayarlamalarının etkisi de 1.6 puan. Yani yaşanan fiyat artışlarının nedenleri TCMB'nin etki alanı dışındaki gelişmeler. Ancak Para Politikası Kurulu üyeleri, gelecek yıl benzeri gelişmelerin olma olasılığını çok düşük görüyorlar ki, yüzde 5'lik hedefi kabul ediyorlar.
Diğer bir deyimle, zımni olarak TL'nin daha fazla değer kaybetmeyeceğini varsayıyorlar. Aksine değer kazanacağını, enflasyona olumu etki yapacağını öngörüyorlar. Hatırlarsınız, OVP'ye göre gelecek yıl ortalama dolar kuru 1.73 lira olacak. Bunun gerçekleşebilmesi için, 2012 sonunda dolar kurunun hızla düşmesi lazım.
İşte bu konu biraz daha özen gösterilerek takip edilmeli. Dünyada bunca belirsizliğin olduğu bir ortama, bizim cari açık ve borç geri ödemeden kaynaklanan yüksek döviz talebimizi ekleyin. Bu durumda TL'nin istendiği kadar değerlenmesi kolay değil. Yanı sıra özellikle enerji KİT'lerinin finansman açığını kapatmak için yapmak zorunda oldukları ertelenen doğalgaz ve elektrik zamlarını da unutmayın.
Merkez Bankası fırtınalı denizde "esnek ve öngörülebilir!" bir şekilde kılavuz kaptanlık yapabileceğine inanıyor. Hiç olmazsa niyetleri iyi.