Advertisement

Bir bütçenin performansına iki açıdan bakmak gerekir. Piyasalar açısından kısa vadeli sonuçlara, maliye politikası uzun vadeli etkilere önem verir.
Piyasalar için, gelişmiş ülkelerin kamu açıklarına nasıl çare bulacaklarını kara kara düşündükleri bir dönemde, bütçenin küçük bir açıkla yılı kapatması olumlu bir gelişmedir. Çünkü risk değerlendirmelerinde bir kalem pozitife dönmüştür, yatırım yapma iştahlarını yükseltir. Küçük bütçe açığı daha az borçlanma demektir. Eğer diğer şeyler değişmezse, piyasalara daha az baskı yaratır, faizler düşer. Bugün borçlanma enstrümanlarına yatırım yapanlar kazanır.
Maliye teorisi bütçeye uzun vadeli bakar. Gelişmelerin nedenlerini daha iyi anlamaya, konjonktürel mi yoksa yapısal mı olduğunu tahlil etmeye gayret gösterir. Çünkü bütçe dengesinin bu kadar düzelmesinin arkasında yapısal gelişmeler varsa, güven ortamı daha da artacak, Hazine'nin her geçen gün uzayan borçlanma vadesi daha da iyileşecektir. Kamu dengeleri iyileşecektir. İyileşme konjonktürel değişimlere bağlı ise, kalıcılaşması için seçenekler araştırılacaktır.

İYİLEŞME KONJONKTÜREL
2011 Bütçe rakamlarına bu açıdan bakınca, önce hazırlanırken kullanılan makro ekonomik parametrelere ve gerçekleşmelerine bakmakta yarar var. Kalkınma Bakanlığı'nın verilerine göre; bütçe hazırlanırken büyüme % 4.5; TÜFE % 5.3; yıllık ortalama dolar kuru 1.556; toplam ithalat (FOB) ise 185 milyar dolar olarak varsayılmış. Ancak bilindiği gibi, büyüme % 7.5-8; yıllık ithalat 220 milyar dolar civarında bekleniyor. Geçen yıl TÜFE % 10.5; ortalama kur ise 1.678 TL oldu.
Diğer bir deyimle performansın önemli bir bölümü beklenenden iyi büyüme ve yüksek enflasyondan geliyor. Yapısal değil.
Konuyu biraz açalım. Tabloda bütçenin başlangıç hedefleri ile gerçekleşme farkları verilmiştir.
Önce gelirlerdeki iyileşmeye bir bakalım. Görüldüğü gibi en büyük fark ithalden alınan KDV'de. Performansın iki nedeni var. Beklenenden daha fazla ithalat ve daha yüksek dolar kuru. Performansı en iyi ikinci kalem, dahilde alınan KDV ve ÖTV. İyileşmenin arkasında yüksek büyüme ve çift haneli TÜFE var. Daha yüksek enflasyon ve beklenenden daha fazla büyüyen ekonomide toplam harcamalar da büyüdüğü için dolaylı vergiler olumlu performans göstermiş. Yanı sıra vergi affından gelen tahsilatlar da KDV ile beraber gelir ve kurumlar vergilerinin
performansının artmasını sağlamışlar.
Harcamalara gelince. Tasarruf edilen iki ana kalem dikkati çekiyor. İlki sosyal güvenlik açıklarının finansmanı. Açık finansmanının düşük gerçekleşmesinde prim affından sağlanan yaklaşık 8 milyar liranın etkisi büyük. Yanı sıra ödenekler arasında yapılan bir değişim göze çarpıyor. Diğer olumlu gelişme gösteren harcama kalemi faiz harcamaları. Bunun için de Merkez Bankası'nın izlediği politikaya teşekkür etmek lazım.
Rakamlardan anlaşılan o ki, hükümet hedeflenenden fazla gelen gelirleri ve harcamalardan sağlanan tasarrufların büyük çoğunluğunu yatırımlara aktarmış. Büyümeye katkı sağlamaya çalışmış.
Şimdi bu olumlu verilerden yola çıkarak, yapısal reformlar için kazanılan zamanı iyi değerlendirmek gerek. Basında yer alan haberlere göre, kapsamlı bir gelir vergisi reformu Meclis'e gelmek üzere. Kayıtdışılığı azaltacak her adım uzun vadede bütçeye pozitif katkı sağlayacaktır. Bütçe kalıcı olarak daha az açık vermeye devam edecektir.