Advertisement

Merkez Bankası Başkanı, gerek elindeki veri setiyle gerek başında bulunduğu kurumun uzmanlık yeteneğiyle politika üretirken çok geniş seçeneklere sahip. Dolayısıyla ben dahil birçok insan Sayın Başçı için "Bir şey biliyor ki bu kadar iddialı konuşuyor" diye düşünüyoruz. Başkan dün, yıl sonu dolar kuru hedefini 1 $ = 1.92 TL olarak belirledi. Hatta daha da ileri giderek "Doların belini kıracağız" dedi.
Söylenenlerin gerçekleşmesi dövize olan talebin azalmasına ve/veya arzın artmasına bağlı.
Gelin konjonktüre biraz yakından bakalım, döviz arz/talebini etkileyebilecek olaylara biraz yakından bakalım.

ÖNCE DIŞARISI
Gündemdeki en sıkıntılı konu Suriye'ye müdahale. İşin siyasi haklılık yanını şimdilik bırakalım. Ancak bizim de içinde bulunduğumuz dış güçler Suriye'deki savaşa doğrudan müdahale ederlerse, ekonomik olarak sıkıntılı günler geliyor demektir. Müdahalede bizim rolümüz ve kullanılacak güce bağlı olarak ekonominin etkileneceğini söylemeye gerek yok. Döviz talebi mutlaka artacaktır.
Uzmanların ısrarla belirttiğine göre; doğrudan dış müdahale iç savaşın bölgeye yayılmasına neden olacaktır. Bazı yorumcular Sünni-Şii çatışmasının olası olduğunu söylüyorlar. Görüşler çeşitli. Ortak tek görüş var: Petrol fiyatları yükselecek. O zaman bizde de döviz talebi artacak demektir.
Amerika, ekim ayında dolması beklenen borç limiti sorununu aşmak için Obama ile Kongre arasındaki taktik savaşlarını izliyor. Avrupa ise heyecanla Almanya'daki seçimlerin sonucuna odaklanmış. Başta bankacılık birliği gibi yapısal konular olmak üzere Yunanistan, Portekiz hatta İspanya ve İtalya bile yeni yardımlar için gözlerini Berlin'e çevirmiş bekliyorlar. Listeye, Euro bölgesinde olmamasına rağmen İngiltere'yi de ekleyebiliriz. Çünkü İngiliz bankalarının kıta Avrupa'sında devletlere ve şirketlere dağıttıkları borç tutarı oldukça büyük. Ve ekonomiler büyümediği için aynen Fransız ve Alman bankalarında olduğu gibi tahsilat sorunları yaşamaya başladılar.
Dışarıdan gelecek dövizin eskisine oranla biraz daha sınırlı olacağı görünüyor.

İÇERİDE REZERVLERİN DAYANIKLILIĞI ÖLÇÜLECEK
Merkez Bankası Başkanı, kullanılabilir net rezervlerinin 40 milyar dolar civarında olacağını belirtti. Faizlerde değişiklik yapmayacağının da altını kalın çizgilerle çizdi. Bu duruşunun arkasında, cari açığın yılın kalan bölümünde 15 milyar dolar civarında olacağı tahmini var.
Yanı sıra, Türkiye'den 117.5 milyar dolarlık borç senedi satın alan yurtdışında yerleşiklere olan güven var. Bu kadar yüksek miktarda ve çoğunluğu sabit faizli olan Hazine ve bankaların çıkardığı tahvilleri alanlar faizler devamlı yükselirse zarar edecekler. Buna bir de kurlardaki yükselişi eklerseniz o zaman yabancıların zararı daha da büyüyecek. Başkan, yabancı yatırımcıların çok akıllı olduklarını, yüksek zararı göze alamayacaklarını, Türkiye'ye döviz getirmek isteyebileceklerini düşünüyor.
Borç senedi yatırımcıları için durum böyle iken, içeride özel sektör eylül-aralık arasında 37 milyar dolar dış borç geri ödeyecek. Bunun 15 milyar dolarlık bölümü finansal sektörün. Bankalar, pahalı da olsa dışarıdan döviz bulabilirler. Reel sektör için şartlar, sektörlere bağlı olarak biraz daha zor. Yine de en kritik varsayım; Borsaya yatırım yapanların ve Türkiye'de 35.5 milyar dolar mevduat tutan yabancıların pozisyon değiştirmeyecekleri.
Kısacası her şey, sıcak paracıları memnun edecek ortama bağlı. Eğer risk algılayıp döviz rezervlerine spekülatif atak yaparlarsa TCMB'nin işi çok zorlaşır. Bugün yapmak istemediklerini, rezervlerini bitirdikten sonra yapar.