Advertisement


Şimdilik ekmek parası için çöllerde çalışmak zorunda kalan kardeşlerimizi Libya'dan eve getirmekle uğraşıyoruz. Başarıyla sürdürülen bu operasyon bitince, işin diğer yönlerine daha sakin bakma fırsatı bulacağız.
Piyasalarda, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da yaşanan son olaylar cari açık başlığını yine ekonomik gündemin üst sıralarına taşıdı.
İşin ilginç tarafı, birçok piyasa oyuncusu, düne kadar finansmanı bulundukça sorun yok diyordu. Sıcak parayı yönettikleri için haklılar. Bugün bizdeki piyasalarda işlem yaparken, yarın paralarını alıp, çıkıp gidebiliyorlar. Diğer bir deyimle, para bir gün Türkiye'de, ertesi gün Rusya'da. Kim daha çok getiri sağlıyorsa oraya yatırım yapıyorlar.
Ancak Mısır'da, Fizan'da yaşanan olaylar onları rahatsız etti. Bölgedeki siyasi gelişmeler bizde kur, Borsa ve faizde oynamalar başlattı. Ayrıca, gelişmelerin yüksek cari açık ve Merkez Bankası'nın çok iyi anlaşılamayan son politika kararlarıyla aynı döneme rastlaması da iyi olmadı.
Çünkü, kurdaki baskılar artarken Merkez Bankası'nın tavrı önemli. Oynaklıklar kısa vadeli işlem yapanlar için yüksek risk demektir. Piyasalarda daha aşırı hareketler olursa, Merkez Bankası'nın nasıl tepki vereceği konusunda da kafalar karışık. Dalgalanmaların bu kadar çok olduğu dönemlerde bir "akıllı abiye",'sığınılacak güvenli bir limana" olan ihtiyaç en üst düzeye çıkar. Bunlar var mı? Yorum sizin.

CARİ AÇIK DAHA DA ARTACAK
Bu arada geleceğe yönelik beklentilerde önemli değişiklikler izleniyor.
Değişimler kalıcı olursa işler terse gidebilir.
Örneğin petrol fiyatları konusunda birçok görüş ortalıkta uçuşuyor. Bazıları çoktan 220 dolar düzeyini öngörüyorlar. Petrolde arz yönlü bir sorun zaten vardı. Üretim, her geçen gün artan talebi karşılamaya yetmiyordu.
Tahminleri enerji uzmanlarına bırakalım.
Ancak petrolün fiyatı 110 dolar düzeyinde kalırsa, cari açık bu yıl 60 milyar dolar civarında olur. DPT'nin 2011 yılı GSYH tahmini ile hesaplayınca bu rakam, yüzde 7.5'e yaklaşıyor. Çok büyük bir rakam. Bu kadar büyüyen cari açığı dünyanın değişen şartlarında uzun vadeli kaynaklarla finanse etmek oldukça zor. Demek ki, ekonomiye yine kısa vadeli, sıcak para gelecek.
Ancak büyüyen cari açık için daha fazla sıcak para, onun için de daha yüksek faiz ödemek gerekecek.

DİĞER ETKİLER
Kur ve faizin yükseldiği bir durumda enflasyonun etkilenmemesi düşünülemez. Olayların uzaması durumunda ekonomi, yeni bir makro dengeye geçebilir.
Yanı sıra, Ortadoğu'daki krizin yayılması durumunda ihracat beklentileri de olumsuz etkilenecektir. İhracatın yüzde 27'si olayların yaşandığı ülkelere yapılıyor. Sevindirici olan şey, Libya gibi çok derin olayların yaşandığı ülkelere yaptığımız ihracat, toplamın sadece yüzde 5'i. İhracat daha azalırsa işsizlik olumsuz etkilenebilir.
Ancak, müteahhitlik hizmetleri dikkate alındığında işler biraz değişiyor. Henüz kesin bir veri yok. Tahmini rakamlar 15-20 milyar dolar civarında. Bu alanda detaylı verilerin olmaması kabul edilemeyecek bir durum.
Olaylar sonucunda oluşan taahhüt şirketlerinin kayıpları yanı sıra, bir de teminat mektupları ve krediler açısından finansal sektöre olası etkileri de önemli. Bu bağlamda bankaların sermaye yeterlik oranlarının yüksekliği ve tahsili gecikmiş alacaklarının çok yüksek olmaması sevinilecek bir durum.
Ama yine de ekonominin kapı ve pencerelerinin açık olduğunu, eğer dışarıda fırtına varsa evde yaşayanların etkilenmemesinin mümkün olmadığını unutmamak lazım.
Bu nedenle maliye politikası tedbirlerini ivedilikle devreye sokmanın tam zamanı.