Advertisement

Piyasalarda, seçimin ardından, büyüyen cari açıkla kapsamlı bir mücadele çerçevesi ortaya konulacağı konusunda güçlü bir beklenti vardı. BDDK’nın açıkladığı kredilere ilişkin kararlar bu bağlamda, “Yetmez ama evet”çi bir yaklaşımla karşılandı. Ardından Para Politikası Kurulu’nun toplantısı beklenmeye başlandı. Faiz değişimi beklenmemekle beraber, açıklamanın tonunun ve geleceğe yönelik değerlendirmelerin biraz daha farklı olacağı sanılıyordu. Beklenen olmadı. TCMB’nin açıklaması fazla iyimser bulundu. Piyasalar tepki verdi, faiz ve kur yukarı doğru hareketlendi.

“OYNAK HEDEF” POLİTİKASI
Bu değişimde en büyük etken, Merkez Bankası’nın son dönemde izlemeye başlamadığı “oynak hedef” politikası. Hatırlarsanız, enflasyon hedefi önce TÜFE üzerinden belirlendi. Sonra hedef aşılınca, asıl önemli olan çekirdek enflasyondur, yıllık yükseliş yüzde 5.5’i aşarsa önlem almayı düşünürüz mesajı verildi. Sonra cari açıkla mücadele için kredilerdeki yıllık artışın yüzde 25 olmasının gereğini belirtti. Siyasilerde bu söyleme katıldılar. Banka munzam karşılıkları agresif bir şekilde yükseltildi. Hatta bazı “ekonomi yorumcuları” bu uygulamaları literatüre katkı olarak kabullendiler. Ancak, alınan önlemlere rağmen kredilerdeki artış, hedefi aştı. Bu defa, seçimin hemen ardından devreye BDDK girdi. Şimdi onun aldığı önlemlerin etkisi beklenecek. Bu bağlamda, uzmanlar ve ekonomistler BDDK önlemleri üzerinde detaylı çalışmalar yapmaya başladılar. Önlemlerin ısınan ekonomi, büyüyen cari açık sorununa derman olamayacağını düşünenler var. Sermaye yeterliliği önlemlerinin, yeni kredi verme konusunda çok fazla zorlamayacağı anlaşıldı. Buna karşılık krediler için ayrılan karşılıklardaki artışlar, bir maliyet unsuru olduğu için, kredi faizlerini yükseltti. Yetkililer şimdi, ihtiyaç kredisi alıp kredi kartı borcunu kapatanların tepkilerini merak ediyorlar. Öte yandan ekonomi canlı olduğu için kredi talebi henüz azalmadı, devam ediyor. Ancak karşılıklar artınca bankaların kredi verebilecekleri fonlar azalmaya başladı. Sonuç mevduat faizlerinin de çift haneli rakamlara yükselmesi oldu. Bu arada cari açık sorununa odaklı yabancılar yavaş yavaş piyasalardan çıkmaya başladılar. İçeride döviz talebi oluştu. Her zaman satıcı olan mevduat sahipleri şimdilik dövizlerini elde tutunca, dolar 1.63’leri gördü. Aslında karar alıcılar, BDDK kararlarından sonra TCMB’nin bir mesaj vereceğini ve Orta Vadeli Program (OVP) açıklanınca da çerçevenin tamamlanacağını umuyorlardı. Şimdi herkesin umudu OVP’ye kaldı. Duyumlar, yayımlanmasının ekim ayına kalacağı yönünde.

İKİNCİ TERLİĞİ BEKLERKEN
Bu durum bana bir fıkrayı hatırlattı. Adam iş seyahati nedeniyle çıktığı uzun yolculuktan sonra, gecenin geç bir saatinde otele yerleşmiş. Tam uykuya dalacak, bitişik odadan, ortak duvara bir şey fırlatılmış. Gecenin sessizliğinde büyük bir gürültüyle uyanmış. Birkaç dakika sonra duvardan bir ses daha. Biraz beklemiş, başka ses yok, dalmış uyumuş. Ertesi sabah resepisyona durumu bildirmiş. Görevli, “Komşunuz devamlı müşterimizdir. İçkiyi biraz sever. Her akşam aynı saatlerde uyur. Yatarken ayakkabılarını çıkarır, karşı duvara fırlatır. Ses ondan geliyor” diye durumu açıklar. Bu olay birkaç akşam böyle devam eder. Ancak, yorgun bir iş gününün akşamında uyumak için hazırlanan seyyahımız kendini ayakkabı sesi için hazırlar, yatağa uzanıp sesleri beklemeye başlar. İlk ayakkabının sesi duyulur. “Oh” der bizimki, “Şimdi ikinci de gelecek, rahat bir uykuya dalacağım.” Ama aradan yarım saat geçer, ikinci ses gelmez. Yorgunluktan nevri dönen kahramanımız, hışımla kalkar yan odanın kapısını sinirli bir şekilde çalar. Sarhoş kapıyı açınca bağırmaya başlar; “Be adam, fırlat şu ayakkıbıyı da uyuyalım.”