Advertisement

Maliye Bakanlığı yayınladığı tebliğlerle vadeli işlemler ve kaldıraçlı işlemlere yönelik BSMV uygulamasını netleştirmiş oldu. Gider Vergileri 89 No'lu genel tebliğine göre, Türkiye'de kurulu Borsalarda gerçekleştirilen vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerine ilişkin işlemler ve bu işlemler sonucu lehe alınan paralar BSMV'den istisna edilmiştir. (nakdi teminatların Takasbank'a yatırılması suretiyle lehe alınan paralar BSMV'ye tabi) Tebliğe göre, yükümlülüklerin fiziki olarak yerine getirilmesi kambiyo muamelesi olarak değerlendirilecek ve BSMV'ye tabi olmayacak. Ancak bu işlemler nakdi uzlaşıyla tamamlanacaksa % 5 BSMV olacaktır.
Foreks işlemleri, dayanak varlıktaki fiyat değişimlerinden fiziki alım satım olmaksızın yararlanmayı amaçladığından, kambiyo işlemi sayılmıyor ve BSMV'ye tabi tutuluyor. Kanuna göre, banka ve banker sayılan aracı kurumların kendi lehlerine kalan her türlü para BSMV'ye tabi. Lehlerine kalan paradan komisyon, gelir, kâr, alım satım kazancını anlamak gerekiyor. Bu durumda ay içinde yapılan işlemlerden kazanç ve/veya gelir elde edildiğinde BSMV kesildiği halde, aynı ay içinde elde edilen zararlar gelirlerden düşülemiyor. Bugüne kadar olan bu uygulama, kaldıraçlı işlemlerde biraz esnetilerek kurumların müşterilerden aldıkları paraları, kendilerini hedge etmek amacıyla gerek yurtiçi gerekse yurtdışı kurumlara göndermeleri durumunda, her iki işlemin karşılaştırılması ve aradaki farkın BSMV'ye tabi tutulması söz konusu olacak. Bu uygulama bir ilk olması bakımından oldukça önemli ve piyasa dostu bir uygulama olarak görülüyor.
Ancak tam bu noktada çok ciddi iki sorun karşımıza çıkıyor. Birincisi, risk alarak kendisini hedge etmeyen ve parayı yurtdışına yollamayarak Türkiye'de kalmasını sağlayan kurumlar cezalandırılmış oluyor. BSMV işlem bazında uygulanacağı için hedge edilmeyen tutarlardan gerçekte ne kadar bir kazanç kaldığının hesaplanması mümkün olamıyor ve müşterilerden elde edilen tüm paralar BSMV'ye tabi tutuluyor. BSMV uygulamasıyla ilgili ikinci önemli sorun, yurtdışındaki kurumların Türkiye'de kaldıraçlı işlem yapması halinde herhangi bir BSMV ödemeyecek olmaları. Çünkü bu kurumlar vergi mükellefi değiller. Bu kurumlar Türkiye'de bir şirket alır veya kurarsa yapacağı işlemler BSMV'ye tabi olacak, oysa yurtdışından ve de özellikle internet üzerinden işlem yaparsa vergi ödemeyecek. Bu adaletsiz bir durum. Türkiye'de yerleşik kurumlar aleyhine ve kaldıraçlı işlemler piyasasının yurtdışına kaymasına yol açabilecek bir sorun.
Bizim daha önce belirttiğimiz bir hususun tekrar tartışmaya açılmasının tam zamanı. AB'de yeni işlem vergilerinin yürürlüğe sokulması konuşuluyor. İşlem vergilerinin artması, işlem maliyetlerini yükselteceği için fonların tamamı bu vergiden rahatsız. Fonlara, bu verginin olmadığı, sağlam, güvenilir ve istikrarlı yeni merkezler lazım. Eğer Türkiye, AB'nin işlem vergisi koymaya çalıştığı bu ortamda BSMV'sini tamamen kaldırırsa, hem bu fonların gelmesi bakımından yolu temizlemiş olur, hem de kaldıraçlı işlemlerde karşılaşılan garabetler ortadan kalkar.
Kaldıraçlı işlemlerle ilgili bir başka temel sıkıntı da, gelir vergisi uygulamasıyla ilgili. Yatırım araçlarının neredeyse tamamı Gelir Vergisi Kanunu Geçici 67. madde kapsamında stopaja tabi tutuluyor. Oysa kaldıraçlı işlemler Geçici 67 kapsamına alınmadığı için elde edilen kazançlar beyana tabi tutulacak ve çok yüksek oranda gelir vergisi ödenmek zorunda kalınacak. Bu çelişkinin çok kısa zamanda çözümlenmesi gerekir, aksi takdirde kaldıraçlı işlemlerin internet üzerinden yurtdışına kayma ihtimali artacaktır.