Advertisement

Hafta sonunda başta SPK olmak üzere tüm sermaye piyasası düzenleyici otoriteleri ve tüm aracı kurumların temsilcilerinden oluşan yaklaşık 150 kişilik bir grup sabahtan akşama kadar bir beyin fırtınası yaptılar. Beyin fırtınasının konusu tahmin edileceği üzere, yatırımcı seferberliği konusunda mevcut durumun tespiti, önceliklerin belirlenmesi ve çözüm için neler yapılabileceğiyle ilgiliydi. Katılımcıların tam bir gün toplantıya iştirak etmeleri sermaye piyasası bakımından daha önceden görülmeyen bir ilgiydi ve herkesin artık yeni bir dönemin başlatılması isteğini göstermesi açısından önemliydi.
Aracı Kuruluşlar Birliği’nin düzenlediği bu beyin toplantısında katılımcılar önce tüm sorunları, akıllarına gelen her şeyi söylemek suretiyle alt alta yazdılar. Daha sonra gruplara ayrılmak suretiyle sorunları önem sırasına göre listelediler. Gruplar iki ayrı ana gruba ayrılmak şeklinde oluşturuldu. Bir grup sermaye piyasasında olumlu gelişmeleri, diğer grup da olumsuz hususları aralarında tartışarak belirlediler. Her iki grubun olumlu olumsuz yönleri sıralandıktan sonra, bu konulara ilişkin çözüm yolları belirlenmeye çalışıldı. Aracı Kuruluşlar Birliği tarafından sonuçlar açıklanacaktır. Nasıl bir sermaye piyasası isteniyor, yatırımcı seferberliğinde neler yapılmalıdır sonuç bildirgesinde kamuoyuna açıklanacaktır.
Toplantıda dikkat çeken bazı hususlar vardı. Özellikle sermaye piyasasının olumlu ve olumsuz yanlarından öne çıkan bazı konuları belirtmemiz gerekir. Olumlu unsurların başında, Türkiye ekonomisine güven arttığı tespiti vardı. Bu özellik son dönemlerde her platformda yerli ve yabancı uzmanlar tarafından dile getirilen bir gerçek. Buna karşılık olumsuz unsurların başında da sermaye piyasasında güven eksikliği yer alıyor. Geçmişten gelen sorunlar başta olmak üzere halen sermaye piyasasına olan güvensizlik konusunda herkes hem fikir. Olumlu unsurlardan dikkat çeken bir diğeri siyasi iradenin sermaye piyasasına son dönemlerde artan ciddi bir ilgisinin olması. Özellikle İstanbul Finans Merkezi projesi kapsamında hükümetimiz sermaye piyasasının geliştirilmesi, büyütülmesi, halka açık şirket sayısının artırılması, Borsanın bölgesel lider olması gerektiği konusunda çok ciddi bir niyet göstermekte ve ne gerekirse yapılsın talimatıyla kurumları motive etmeye çalışmakta. Bu çok önemli. Siyasetçinin desteğinin alınmadığı hiçbir proje başarıya ulaşamayacağı için bu ilgiyi kaybetmemek gerekiyor.
Olumsuz unsurlar arasında daha önce belirttiğimiz güven eksikliği yanında asıl belirleyici unsur Türkiye’de tasarrufların yetersizliği. % 20’ler seviyesindeyken dahi yetersiz dediğimiz tasarruflar son yıllarda % 12’lere doğru gerilemiş durumda. Bu nedenle tüketim toplumu haline gelmiş Türkiye’de tasarrufları artırmak sadece sermaye piyasası meselesi değil, hükümet ve Meclis seviyesinde çözümlenmesi gereken bir sorun. Bir başka olumsuz tespit de, finansal okur yazarlık oranımızın oldukça düşük olması. Bu finansal okur yazarlığın düşüklüğü sadece sıradan vatandaşlar için değil, aynı zamanda kamu ve özel sektör uzmanlarıyla, özellikle akademi dünyasında da mevcut. Hatta belki de sermaye piyasasında yatırımcı seferberliğine başlamadan önce kamu ve özel sektör uzmanları ile üniversite hocalarının eğitimine başlamak daha doğru sonuç verecektir.
Önemli bir başlangıç olarak gördüğümüz yatırımcı seferberliği çalışmaları eğer niyetlenildiği gibi devam ederse, bundan sadece sermaye piyasası değil tüm mali sistem yarar görecektir.