Advertisement

Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı Meclis’te görüşülmeye başlandı. Bütçe Plan Komisyonu’nda yapılan ilk görüşme sonunda alt komisyona sevk edilen Kanun Tasarısı görüşmelerde bir terslik olmazsa yıl sonunda yasalaşacak gibi görünüyor. Cuma günü HT Ekonomi’de Sefer Yüksel’in haberinde tasarının 91’inci maddesi ele alınmış ve halka açık şirketlerin bundan sonra işlerinin zor olacağı belirtilmiş. Bu haliyle haber doğru. Ancak eklenmesi gereken bir husus söz konusu 91’inci maddenin tasarının en önemli iki maddesinden biri olması. Tasarının 91’inci maddesi SPK’nın uygulamalarda kullanabileceği tedbirlerden birisini düzenliyor.

Kesinlikle belirtmek gerekir ki bu madde bir ceza hükmü değil. Sadece uygulanacak bir tedbir var. Uygulanacak tedbir SPK’ya geniş yetki veriyor. Tüm mevzuata ve ana sözleşmeye aykırı davranarak şirket mal varlığının azalmasına yol açan halka açık şirketlerde SPK bu durumu tespit ederse, söz konusu tedbirleri devreye sokabilecek. Nedir bu tedbirler? Şirketi uyararak aykırılıkların düzeltilmesini isteyebilir. Ya da ilgili mercilere durumu bildirebilir. Ayrıca, SPK aykırılığı tespit ettikten sonra aykırı işlemlerin iptali için 3 ay içinde iptal davası açabilir. Tedbirlerin son türü biraz karmaşık. SPK, mahkemenin tespit kararı vermesinden önce, sorumluların imza yetkilerini kaldırabilir.

Yine herhangi bir nedenle ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulması halinde yönetim kurulu üyelerini görevden almaya ve ilk genel kurula kadar yerine yenilerini atamaya yetkilidir. Görevden alma yetkisinde herhangi bir yargı kararı olmadığı için ağır bir hüküm olarak düşünülebilir. Ancak öyle durumlar vardır ki, gecikilmesi halinde telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkabilir. Böyle durumlarda hızlı hareket edilmelidir. Yargıdan karar beklemek ciddi bir zamandır. Bu durumda zararların önüne geçebilmek veya zararın artmaması için acil eylem şart olabilir. Piyasalarda saliselerin öneminin olduğu düşünülürse, bu tür işlemlerin önemi anlaşılabilir. SPK’nın bu tür tedbirleri bankalar için de alması mümkün. İzin değil ama bankalara yönelik bir tedbir uygulanacaksa, BDDK görüşü alınacak.

SPK’nın halka açık şirketlere yönelik bu tür bir yetkisi olması son derece normal ve Avrupa ülkelerinde de benzer hükümler bulunuyor. Küçük yatırımcı haklarının korunması amacıyla SPK türü kamu otoritelerinde bu yetkilerin bulunması gerekir. Türkiye’de, sermaye piyasasının gelişmemesinin en önemli nedenlerinden biri halka açık şirketlerin küçük yatırımcı haklarına yeterince saygı göstermemesi oldu. Her şekilde şirketler küçük yatırımcı aleyhine uygulamaları ile yatırımcıların piyasalardan uzaklaşmalarına neden oldular. Getirilen bu kuralın geç bile kaldığı söylenebilir. Küçük yatırımcılar sonuç itibarıyla, büyük hissedarlar gibi şirketin ortağıdır ve büyüklerle aynı haklara sahip olmaları gerekir. Ama korunmasız oldukları için, yönetimi elinde bulunduran büyük hissedarların her yaptıklarına katlanmak zorunda kaldılar. Artık bu yapının değişmeye başlaması gerekirdi. Devletin nihai amacı savunmasız, korunmasız, güçsüzleri korumak olduğuna göre, tasarıda 91’inci maddenin kalması sağlanmalıdır.