Advertisement

SPK'nın yürürlüğe soktuğu kurumsal yönetim ilkeleri halka açık şirketler tarafından uygulanıyor gibi görünüyor. İlkelerden bağımsız yönetim kurulu üyeliği zorunlu tutulmuş ve en büyük tartışma da bu konuda çıkmıştı. SPK başkanı da açıkladı. Bağımsız üye seçimi kuralına şirketler büyük oranda uyuyormuş. Galiba 3-4 şirket var kurala uyum sağlayamayan, biri de medyaya yansıyan en büyük şirketlerimizden biri. Medyaya yansıyan şirketimizdeki yönetim kavgaları yüzünden başlayan kurumsal yönetim ilkeleri yine bu şirket yüzünden devletin şirketlerin içişlerine karışabileceği noktaya kadar ulaştı.
Şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyeliği tam anlamıyla işletilebilse gerçekten de faydalı olacak. Ancak bağımsızlık kriterinin tanımı, kapsamı çok önemli. Gerçekten bağımsız olmadığı halde düzenlemelerdeki boşluklardan yararlanarak bağımsız üye olarak yönetim kuruluna seçilen bir üyenin şirkete faydası olmayacağı gibi tam tersine hem küçük ortakların hem de şirketle ilgili diğer kesimlerin aldatılmasına neden olur. İşte tam da bu nedenle, SPK'nın halka açık şirketlerde bağımsız üyelerin gerçekten bağımsız olup olmadıklarını incelemesinde büyük yarar bulunuyor. Aksi takdirde kurumsal yönetim ilkeleri içi boş bir düzenleme olarak kalacaktır.
SPK, halka açık sirketlerdeki bağımsız üyelerin bağımsızlığını incelemeye, futbol takımlarının şirketlerinden başlamalıdır. Halka açık 4 büyük futbol takımımızın şirketlerinde de doğal olarak bağımsız üyeler bulunuyor. Tamamını bilmemekle beraber bağımsız üyelerin büyük çoğunluğu futbol kulüplerinin kongre üyeleri. Kulüpler hukuken dernek statüsünde oldukları için derneğin bir üyesinin o derneğin kurduğu, hâkim hissedarı olduğu ve yönettiği bir şirkette bağımsız yönetim kurulu üyesi olması nasıl izah edilebilir? Bu üyelerin bağımsız üyelikleri kabul edilebilir mi? Dernek (kongre) üyesinin bağımsız yönetim kurulu olarak seçilmesi, kuralın dejenere edilmesinden başka bir şey değildir.
SPK'nın yayınlamış olduğu kurumsal yönetim ilkelerinde bağımsız üyelik haklı olarak oldukça fazla yer kaplıyor. Bağımsız üyeliğin tanımı da aslında oldukça detaylı yapılmış. Geçmiş dönemlerde şirkette yönetim kurulu üyeliği yapılması, şirketle herhangi bir ticari ilişkide bulunulması, şirkette yüzde 1'den fazla paya sahip olunması ve şirketle denetim, danışmanlık ilişkisi içinde olunması gibi temel hususlar bağımsızlık unsurunun temel kriterleri. Şüphesiz temel bir düzenlemenin içine her ihtimalin hesaplandığı, her şirketin özel durumunun dikkate alındığı kuralların konulması pek mümkün değil. Kurala uymak zorunda olanların da düzenlemenin amacını düşünerek davranması gerekir. Ama nedense spor kulüpleri, "Kongre üyeliğinin bağımsızlık kriterine aykırı olduğuna ilişkin bir kural yok" diyerek düzenlemeye özü itibarıyla aykırı davranıyorlar. Spor kulübü yönetimi ile halka açık şirket yönetiminin farklı olduğunu ne yazık ki kulüplerimiz halen anlayabilmiş değiller. Son dönemlerde sermaye piyasası nimetlerinden yararlanmada tavana vuran bu şirketlerimizden kurallara uyum konusunda da aynı hassasiyeti göstermeleri bekleniyor. Yatırımcıların en azından bu kadarcık hakları olsa gerek.