Advertisement

Sermaye Piyasası Kanunu Tasarısı, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ve Alt Komisyon’da görüşülerek kabul edildi. Önümüzdeki günlerde Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülecek. Sona yaklaşılıyor. Son derece kapsamlı olduğu ve bundan sonra sermaye piyasasını şekillendirecek yasa olduğu için çok önemli. Komisyonda bazı maddelerde küçük değişiklikler yapıldığı ama tasarının olduğu gibi geçtiği anlaşılıyor. Son günlerde medyada fazlasıyla yer alan mağdurların zararlarının giderilmesi ve ceza davalarının geri çekilmesi yönünde tasarıya hiçbir ekleme yapılmadığını belirtelim.

Sermaye piyasasına yönelik düzeltme ve değişiklik yapılmayan tasarıya sermaye piyasasıyla ilgisi olmayan bazı hususların eklenmesi oldukça şaşırtıcı oldu. Bir iki müteahhitten çekinildiği için inşaat şirketlerinin maketten satış yapabilmeleri için SPK’dan izin alma zorunluluğu getirilmesi kanunun sürprizi olacak.

İnşaat şirketleri maketten satış yapabilmek için izahname düzenleyecek ve dolayısıyla SPK’dan izin almış olacaklar. Ticari hayata böylesine bir müdahale anlaşılır değil. Eğer bu konu ille düzenlenecek idiyse bunun yeri de olsa olsa Tüketici Kanunu olabilirdi. Gariplik devam ediyor. Komisyondan geçen tasarıda iki önemli madde değişmediği için önümüzdeki dönem büyük sıkıntılar yaşanacak ve muhtemelen yakın zamanda Sermaye Piyasası Kanunu’nun bu hükümleri değişecektir. Halka arzlarda halka arzı gerçekleştiren aracı kurumların müteselsil sorumlu olacaklarına ilişkin hüküm aynen korunmuş. Halka arza başta halka açılan şirket olmak üzere çeşitli kuruluşlar katılmak zorunda.

Aracı kurum, bağımsız denetim şirketi, hukukçu halka arz sürecinin parçası. Her kurumun kusuru oranında halka arzdan sorumlu olması hukukun gereğidir. Ancak aracı kurumun hiçbir müdahalesinin olmayacağı mali tablo denetiminde veya hukuki sorunların açıklanmasında sorumlu tutulması hayatın olağan akışına da uymuyor.

Sorumluluk mutlaka olmalıdır ama kusur oranında olmalıdır. Eğer bu madde böyle çıkarsa önümüzdeki dönemlerde halka arzlarda tıkanıklık yaşayabiliriz. Aracı kurumların böylesine ucu açık bir sorumluluk altına girecekleri pek zannedilmiyor. Bu madde böyle geçecek olursa hükümetin koyduğu 1000 şirket hedefinin yakalanması da zor olacaktır.

Komisyondan geçen ve değiştirilmeyen bizce sakıncalı ikinci madde, yatırım fonu kurabileceklere yönelik hüküm. Tasarıya göre yatırım fonu sadece portföy yönetim şirketleri tarafından kurulabilecek. Yönetimlerinin sadece bu şirketler tarafından yapılmasına itiraz eden yok ama kurulmasının bu şirketlere bırakılmasının fon sektörüne hiçbir katkıda bulunmayacağı ortada. Öncelikle rekabeti öldüreceği için fon sektörünün canlanması mümkün olmayacak, fon sektörünün canlanmaması sermaye piyasasının gelişimine çok ciddi engel teşkil edecektir. Herkesin fon kurabileceği bir model hem fon sektörünü hem sermaye piyasasını canlandıracaktır. AB’nin bir düzenlemesinde var diye tüm dünya fon sektörünün böyle olduğunu düşünmek yanlış ısrarlara neden oluyor. Önümüzdeki hafta en azından bu iki maddede değişiklik yapılırsa sermaye piyasasının önü açılacaktır. Aksi takdirde sermaye piyasasında devrim yapma gayesiyle yola çıkılmış olan bu kanun değişikliği mevcut durumu değiştirmediği gibi olumsuz sonuçlara da yol açabilecektir.