Advertisement

Halka arzlara çekidüzen SPK halka arzlarda yaşanan ve bazıları skandala varan olumsuzluklar üzerine halka arzlara yönelik yeni bir karar aldı. Özellikle küçük boyutlu şirketlerin halka açılmaları zorlaştırıldığı gibi, yatırımcılar nezdinde soru işaretlerine yol açabilecek, şirket patronlarıyla gereğinden fazla ilişkide bulunan şirketlerin halka açılmalarında şartlar ağırlaştırıldı.

Ayrıca mevcut halka açık şirketlerin de sermaye artırımlarına ilişkin yeni kısıtlamalar ve sınırlamalar getirildi. Alınan kararlara bakıldığında küçük yatırımcıların hak ve yararlarının korunması amacına dayandığı anlaşılıyor. Bu haliyle geniş bir yatırımcı kitlesinden kararlara büyük destek gelmiş durumda. Bir önceki SPK yönetimi halka arza ilişkin kuralları son derece gevşetmiş ve esnek hale getirmişti. Kurallar basitleştirilmiş, kolaylaştırılmış ve oldukça liberal bir ortam yaratılmıştı. Borsanın da kotasyon koşulları hafifletilerek şirketlerin borsaya gelmeleri kolaylaştırılmıştı.

Eski SPK yönetiminin bu şekilde karar almasının bir nedeni de Sayın Başbakan’ın 3 yıl önce halka arz seferberliğini başlatırken 2023 yılında 1000 halka açık şirketi hedef olarak göstermesiydi. Ancak halka arz seferberliğinin, piyasanın talep yönünün yetersiz olması nedeniyle başarıya ulaşamadığı görülüyor. Fiyat değerlemesinden, yatırımcıların güvensizliğinden, spekülatörmanipülatörlerin halka arzları fazlasıyla dejenere etmesinden dolayı şikâyetler had safhaya ulaşmıştı. Kamuoyu baskısına fazla dayanamayan SPK da düzenlemelerde çok radikal değişikliğe gitmek zorunda kaldı. Bu kararlardan hükümetin de 2023 yılında 1000 halka açık şirket hedefinden vazgeçtiği anlaşılıyor. Kamu yönetiminde istikrar ve tutarlılık çok önemlidir. Kamu otoriteleri bir kural koydukları zaman tüm ilgili kesimler bu kurala göre pozisyon alırlar. Yatırım ortamından tutun, ticari hayatın en basit uygulamasına kadar kamunun koyduğu kuralların istikrarlı olması, çok sık değişmemesi, değişse de öncekilerle tutarlı olması, kamuoyunun görüşünün alınması, geçiş için topluma belli süre verilmesi gerekir. SPK’nın aldığı kararlar önceki kararların tam 180 derece tersi. Adeta ifrat ve tefrit. Bu şekilde karar alarak piyasaların güveni nasıl sağlanacak? Alınan bu kararların kalıcı olduğuna ilgililer nasıl inanacak? Yaşanan halka arzlarda gerçekten de şikâyetleri haklı çıkaran çok sayıda olay gördük. Ancak bu olumsuzlukların piyasanın ekonomik nedenlerinden mi, yoksa kuralların suiistimal edilmesinden mi kaynaklandığı sorularının cevabı bilinmiyor. Bundan sonrası için ne yapılacağı da belli değil. Küçük şirketlerin halka açılmalarının önü tıkandığı için bu şirketlerin sermaye piyasasından nasıl yararlanacaklarının da ortaya konulması gerekiyor.

Türkiye’nin en büyük 1000 şirketini her yıl İSO açıklıyor. Bunların bile önemli bir kısmı uluslararası tanımlara göre KOBİ. 1000 şirketin 127’si borsaya gelmiş. Diğerleri getirilemiyor, hatta mevcutlar dahi çıkmak istiyorsa borsanın derinliği nasıl artırılacak? Halka arzlar nasıl çoğalacak? SPK’nın yeni ilke kararları küçük yatırımcıyı koruma konseptine dayansa da mevcut halka açık şirketlerin sermaye artırımlarını sınırlandırmak Kanun’u fazlasıyla zorlamak oluyor. Hele bölündükten sonra 2 liranın altına gelen hisselerde bedelsiz verilmesinin yasaklanması Kanun’a aykırı olduğu gibi, Anayasa’ya aykırılığı bile tartışılır. Bedelsiz verilmesinin engellenmesinin nedenini bir de anlayabilmiş olsaydık iyi olacaktı.