Advertisement

SPK geçen hafta yayınladığı tebliğle sektörde çalışanların tabi olacakları esasları yeniden düzenledi. Bundan böyle sermaye piyasasında lisansa tabi işlerde çalışacak olanların mutlaka sınavlardan geçmiş ve ilgili lisansı almış olmaları gerekiyor. Bugüne kadar, kurumlar ve şirketler, lisansa tabi işlerde lisansı olmayan kişileri çalıştırdılar ve halen de çalıştırmaya devam ediyorlar. SPK da yaklaşık 10 yıldır sürekli olarak geçiş süresini uzattı ve zorluk çıkarmamaya çalıştı. Ancak bugüne kadar gösterilen toleransın bittiği anlaşılıyor. Yani artık lisansı olmayan eleman işe alınmayacak.
Bugüne kadar lisans alan kişi sayısı 39 bin. Bunun 23 bine yakını sermaye piyasası ile ilgili alanlarda çalışıyor. 23 bin çalışanın 15 binden fazlası da bankalarda çalışıyor. Kesin sayı olmamakla beraber lisans gerektirdiği halde lisansı olmadan çalışanlar da tahminen 10 bin kişi kadar. SPK'nın yeni tebliğinde, lisansa tabi işlerde lisansı olmadan çalışan bu 10 bin kişi için kesin ve net bir süre öngörülmüş. Eğer bu 10 bin kişi, önümüzdeki 3 sınav döneminde lisans almayı başaramazlarsa görevlerinden alınacaklar. Görevden alınma demek, lisans gerektiren o işi yapmayacaklar ve başka bir göreve kaydırılacak ya da işten atılacaklar. Geçmiş sınav başarıları göz önüne alındığında bu 10 bin kişinin 3 sınavdan başarıyla çıkmaları pek mümkün görünmüyor. Ya da SPK sınav sorularını olabildiğince kolaylaştıracak.
İş değişikliklerinde de lisans aranacağı için halen lisansı olmadan çalışanlar işlerini değiştirmeseler iyi olacak. Ne yapıp edip lisans almak mutlak şart haline geldi. Bu kurallar; ders çalışmış, sınavları başarmış ve lisans almış kişileri koruyucu nitelikte görünüyor. Gerçekten de bugüne kadar lisans almayanlar işlerine devam ettiler ve lisans sahibi olanlara göre haksız bir avantaj sağladılar. Sistem bugüne kadar adeta lisans alanları cezalandırmıştı. Şimdi hakkaniyetin sağlandığı anlaşılıyor. Ancak yine de kurumlara/şirketlere bir avantaj sağlanmış ve lisans sahibi olmayan personelin yardımcı statüsünde istihdam edilebileceği öngörülmüş. Lisanslı birine tabi olmak üzere yardımcılar çalışabilecek. Yardımcılık için bir süre öngörülmemiş ama SPK açıklamalarında bunun makul bir süre olacağı belirtiliyor. Bu durumda bir kurum 10 lisanslı elaman çalıştırmak zorundayken şimdi 1 lisanslı ve 9 lisansı olmayan yardımcı çalıştırabilecek hale gelecek. Kurumlar zaten yardımcı, stajyer adı altında bu durumu eskiden beri devam ettiriyorlardı şimdi tebliğle daha rahatlamış olacaklar. Ancak yardımcılık statüsünün abartılmaması için SPK'nın etkin denetimi gerekecek.
Lisans almak için sınavlara girenlerin eski sınav notları geçerli olarak kabul ediliyordu. Neredeyse 10 yıl önceki sınav notları dahi geçerli oluyordu. Şimdi bu yanlışlıktan vazgeçilmiş. Artık girilen sınavlardan alınan notlar ancak 3 yıl için geçerli olacak. Böylece sınava girenlerin sürekli çalışmaları da sağlanabilecek. Şüphesiz bu kuralların ne kadar yeterli olacağını zaman içinde göreceğiz.
Ancak tüm bu iyileştirmelere rağmen sermaye piyasası alanlarında çalışanların yeterli ve etkin bir eğitime sahip olmaları yine de pek mümkün görünmüyor. Ülkemizde kurumların/şirketlerin hizmet içi eğitimlere ağırlık vermedikleri, insana yatırım yapmaya hevesli olmadıkları, çalışanlarının gelişimine pek fazla katkı sağlamadıkları biliniyor. Sonuçta çalışanların eğitimi, sınava tabi tutulması, lisansa bağlanması hep devletin üstünde kalıyor. Ne yazık ki, bu çarpık yapı halen devam ediyor. Sektör, meslek örgütleri vasıtasıyla bu işi üstlenmeye hazır olduğunu gösterene kadar bu çarpık yapı devam edecek ve devlet de bunu devretmeyecek gibi görünüyor.