Advertisement

Geçen hafta Borsaların birleşmesine yönelik iki haber medyaya yansıdı. Londra Borsası'nın Kanada'nın Toronto ve Montreal borsalarını bünyesinde barındıran TMX Grubu'nu satın alacağı ilk haberdi. Alım bedelinin 3.2 milyar dolar olduğu söylenen anlaşma ile iki şirketin birleşmesiyle oluşacak yeni şirkette Londra'nın payı yüzde 55, TMX'in ise yüzde 45 olacak. Birleşme sonrası enerji ve maden konusunda dünyanın en büyük borsa operatörü olacak yeni grubun Londra ve Toronto'da iki merkezi bulunacak. TMX'in halihazırda değerinin 3 milyar dolar, Londra Borsası'nın ise 3.25 milyar dolar olduğu belirtiliyor. Birleşmenin ardından yeni grubun, yaklaşık değeri 5.8 trilyon dolar olan 6 bin 700'den fazla şirketle dünyanın en büyük listesini oluşturacağı kaydediliyor. Birleşmenin ikinci yılında grup 56 milyon dolar tasarruf yapmayı bekliyor.
İkinci birleşme haberi Alman Deutsche Börse'nin NewYork-Euronext Borsası'nı 10 milyar dolara satın almak istediğiydi. Deutsche Börse'nin değerinin 15.3 milyar dolar, NewYork-Euronext Borsası'nın 8.7 milyar dolar değerinde olduğu düşünülünce dev bir birleşme olacağı anlaşılıyor. Bu birleşmeyle kurulacak olan grubun New York ve Frankfurt'ta iki merkezi olacak ve Deutsche Börse hissedarları yeni şirketin % 60 hissesine sahip olacak. Birleşmeyle giderlerin yılda 300 milyon Euro azaltılabileceğine dikkat çekiliyor. Opsiyonların ve vadelilerin ortalama fiyatlarından yola çıkılarak, Deutsche Börse ve NYSE Euronext'in yalnızca türev işlemlerinin değerinin 24.7 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.
Borsaların birleşmesi veya birbirlerini ele geçirmeleri yeni bir olgu sayılmaz. Küreselleşmenin artmasıyla ve teknolojinin ilerlemesiyle yatırımcıların dünyanın herhangi bir borsasında anında işlem yapması ve şirketlerin dünyanın herhangi bir borsasına kote olabilmeleri borsalar arasında rekabeti son derece artırmıştır. Borsaların kotasyon geliri, işlemlerden aldıkları borsa payları ve veri dağıtım gelirleri düşmeye başlarken, teknolojik gelişmeye ayak uydurabilmek için yapmak zorunda oldukları yatırımlar borsaları yeni arayışlara itmiştir. Sistemlerini daha hızlı ve daha güvenli hale getirmek için yapılması gereken yatırımlar için artan finansman ihtiyacı borsaları önce
şirketleşmeye, ardından üyeleri dışında ortak almaya ve akabinde halka açılmaya zorlamıştır. Ancak artan rekabet borsaların birbirlerini ele geçirmeye kadar ulaşmıştır.
Bugün itibarıyla, dünyada Deutsche Börse, NewYork -Euronext, Nasdaq- OMX, CME Grup ve Londra Borsası Grubu gibi belli başlı gruplaşmalar olmuştur. Bu grupların her biri bünyelerinde birden fazla borsayı, işlem platformunu, takas ve saklama şirketlerini, enerji borsasını, teknolo i şirketlerini barındırmaktadır. Özellikle kurumsal yatırımcıların kimliklerini gizleyerek büyük montanlı işlemler yapabildikleri işlem platformları borsaların en büyük rakipleri olmayı sürdürüyor. Borsalar küreselleşmeye ve teknolojik gelişmeye ayak uydurabilmek amacıyla, şirketleşmeye, halka açılmaya ve diğer borsalarla ortaklık/işbirliğine girmeye devam ediyorlar. Bugün için Dünya Borsalar Federasyonu'na bağlı 53 borsanın 43'ü kâr amaçlı şirket haline gelmiş ve bunların 22'si halka açık vaziyettedir. Kâr amaçlı olmayan 3 kamu borsası ise Güney Kıbrıs, Tayland ve İMKB'dir.
Görüldüğü üzere, dünya başka sularda yelken açmış durumdayken biz halen opsiyonlar orda mı olsun, burada mı olsun derdindeyiz. İşin kötüsü ise, aksini söyleseler de dünyadaki bu değişimlerden kimsenin haberinin olmaması.