Advertisement

Çarşamba günkü yazımızda dünyada son Borsa birleşme haberlerini değerlendirmiştik. Londra Borsası'nın Kanada'nın TMX grubunu satın alması, ardından Deutsche Borse'nın New York Borsası'nı satın alma girişimlerini analiz etmeye çalıştık. Daha bu haberler medyanın gündeminden düşmeden yeni haberler ortalığı kaplamaya devam etti. Chicago'daki CME'nin New York Borsası'na teklif vermeye hazırlandığı, Brezilya Borsası ile Şanghay'ın işbirliği yapma kararı almaları borsalar arası trafiğin ne kadar hızlı olduğunu bir kez daha gösterdi.
Dünyada bu gelişmeler olurken, epeydir bir demecini medyada görmediğimiz SPK Başkanı Vedat Akgiray, bir toplantı sonrası Bloomberg HT'nin sorularına yanıt vermiş. Sorular güncel olan opsiyonlarla ve borsa birleşmeleriyle ilgili olmuş. Başkanın ifadesine göre, teknolojik gelişme öyle bir noktaya geldi ki, saliseler bile piyasalar için artık çok önemli ve bu nedenle devletin gözetim ve denetimi de farklı boyutlar kazanıyor. Başkan, işin doğrusunun spot işlemlerle türev işlemlerin tek bir borsa çatısı altında olması gerektiğini, dünyadaki trendin de bu yönde olduğunu ve bu çerçevede dünyada mega borsaların oluşmaya başladığını belirtmiş.
Başkanın bu açıklaması oldukça önemli. Türkiye gibi sermaye piyasasının daha gelişiminin başındaki bir ülkenin, gelişmiş ülke örneklerinden ders alacak şekilde piyasasını şekillendirmesi gerekirdi. Ancak başta siyasi nedenler olmak üzere, ülkemizde çok gereksiz bir şekilde birden fazla borsa kuruldu. Şu anda İMKB'nin yanında Altın Borsamız ve İzmir'de Vadeli İşlem Borsamız mevcut. Bu yapılanma israf olduğu kadar, güç bölünmesi ve dolayısıyla uluslararası rekabette dezavantaj da yaratıyor. Üstelik belki bizim ülkemize mahsus olacak şekilde borsalar arası çekişmeler sermaye piyasasının yeni ürünler kazanmasını engelliyor, piyasalar yeni yatırım araçlarından mahrum kalıyor.
Sermaye piyasalarının gelişmesine köstek olan borsalar arası çekişmelerin bir örneğini geçtiğimiz yıllarda hisse bazlı vadeli işlemlerin hangi borsada yapılacağı kavgası ile yaşadık. Sonuçta arada kalan SPK bu ürünü hiçbir borsaya vermeyerek piyasaları üzmüş oldu. Şimdi çok daha büyük etkileri olan bir sorunla karşı karşıyayız. Epeydir gecikilen opsiyonların sisteme dahil edilmesi söz konusu. Ancak yine iki borsa arasında yaşanan uyuşmazlık bu yeni enstrümanın gecikmesine neden oluyor. SPK yine arada kalmış durumda. SPK radikal bir karar almaktansa orta yolu tercih ederek uzlaştırmaya çalışıyor. Şu anda VOB'da küçük ortak konumunda olan İMKB'yi VOB'un hakim ortağı yapmak ve yönetimi İMKB'ye devretmek uzlaştırma yöntemi olarak bulunmuş. Bunun için bankaların, Odalar Birliği'nin ve İzmir Ticaret Borsası'nın ikna edilmesi gerekiyor. Ama Odalar Birliği ile İzmir Ticaret Borsası'nı ikna etmek SPK Başkanı'nın dünkü demecinden anlaşıldığı kadarıyla pek mümkün görünmüyor. SPK Başkanı "15 Mart'a kadar mutabakat sağlayamazsak İMKB ile yolumuza devam edeceğiz" derken bir anlamıyla VOB'u ve büyük ortaklarını uyarıyordu. Ancak sorunun bu düzeyde değil ama siyasetin üst seviyesinde çözülmesi daha akla yatkın gibi geliyor. Önümüzdeki haziran ayında genel seçimlerin olduğu düşünüldüğünde, siyasetin, sorunun çözümü için müdahale etmesi de zor görünüyor. Yani 15 Mart'ta bir karar alınması bu nedenle biraz zor olabilir. Opsiyonların devreye alınması yine gecikecek ve olan sermaye piyasasına, kurumlara, yatırımcılara olacak.
Bu arada SPK Başkanı, İMKB'nin şirketleşmesinin de bu yıl içinde olacağını, ancak özelleştirme için vakit geldiğinde yapılacağını belirtmiş.
Önümüzdeki yazıda bu konuyu açalım.