Advertisement

Yakında başlayacak olan opsiyonlar hakkında siyasi iktidar da tavrını net olarak ortaya koydu. Sayın Ali Babacan gazetecilerle yapmış olduğu toplantıda opsiyonların mevcut yapıyla VOB’a verilmesinin mümkün olmadığını söylemiş ve eğer İMKB’nin VOB’daki payı artırılmazsa opsiyonlar İstanbul Borsası’na verilir diye eklemiş. Opsiyonların hiçbir şey yapmadan VOB’a verilmesi özel sektöre kamu kaynaklarının bedelsiz aktarımı sonucunu doğuracağı için bu sorunu çözecek bir modele ihtiyaç vardı. SPK, şu anda İMKB’nin VOB’da mevcut % 18 payının % 40’ın üzerine çıkarılması, yönetim kurulunda 1 olan İMKB temsilci sayısının 3’e çıkarılması yöntemini önererek bir orta yol bulmuştu. Ancak ortak olan 6 banka, Aracı Kuruluşlar Birliği ve İMKB bu planı kabul ederken Odalar Birliği ile İzmir Ticaret Borsası hem sermaye hem de yönetim hâkimiyetini kaybetmek istemedikleri için bu öneriyi kabul etmeye yanaşmıyorlar. Gelen öneri ise, opsiyonları VOB’a verin, ardından VOB’un hisselerini borsada halka arz edelim, İMKB de gitsin oradan pay alsın şeklindeymiş. Opsiyonlar verildikten sonra, VOB’un 1 olan değeri 10’a çıkacağı için bu önerinin bu aşamada kabulü mümkün değil. SPK ve hükümet gerekli uyarıları yapıyorlar bakalım sonuçta anlaşma olacak mı? Hiçbir orta yollu çözüm yöntemlerine başvurmadan opsiyonların İMKB’de başlatılması gerektiğini ileri gelen herkes söylüyor. Türkiye’ye iki borsanın fazla olduğu ve iki borsalı yapıyla rekabet şansımızın giderek kaybolduğu biliniyor. Ayrıca dayanak varlık olan hisselerle bunların vadeli işlem ve opsiyon kontratlarının aynı yerde olmasının piyasa mantığı bakımından şart olduğu, aksi takdirde iki piyasanın aynı anda denetim ve gözetiminin mümkün olmadığı, iki borsada işlemler yapılırsa koordinasyonu sağlamanın çok zor olduğu bizzat SPK Başkanı tarafından dile getirildi. Piyasa mantığından bakılınca önemli olanın bu husus olduğu anlaşılıyor. Bu konuda İMKB’nin yıllara dayanan denetim ve gözetim tecrübesi ile yeni kurulan gözetim sisteminin önemi ortaya çıkıyor. Eğer opsiyonlar VOB’a verilirse İMKB’deki mevcut hisse işlemleri dahi VOB’a kayar. Çünkü VOB’da sistemden kaynaklanan kaldıraçlı işlem yapma imkânı yatırımcılar için büyük bir cazibe yaratıyor. Ayrıca, opsiyonların işlem göreceği piyasada gerek işlem öncesi, gerekse işlem sonrası daimi bir teminat kontrolü yapılması şart. İMKB’nin hazırlamış olduğu sistemde Takasbank bağlantılı bu tür risk yönetimi mekanizmasının kurulmuş olduğu söyleniyor. Yine ayrıca VOB açısından önemli olmayan dayanak varlığın yani spot hisselerin korunması amacı, İMKB için olmazsa olmaz bir unsur olmalı. Bu nedenle belki VOB’da kabul görmeyecek olan fiziki teslimata dayalı bir sistemin devreye alınması ve işlem limitlerinin daha da daraltılması gündeme gelecek gibi görünüyor. Aksi takdirde spottan tamamen kopmuş bir vadeli işlem ve opsiyon piyasası ortaya çıkar. Gerçeklikle ilgisi kalmamış, spot piyasayı yönlendiren, tamamen kumar anlayışına dayanan bir piyasa ortaya çıkar ki, bu sistemin ekonomiye, yatırımcıya ve sermaye piyasasına bir faydası olmaz. Dünyada da artık sadece spot işlemlerle varlığını sürdürebilen bir borsa pek kalmadı. Sadece spot işleme sahip borsaların toplam gelirler içindeki payı hızlı bir düşüşle % 10’a gerilemiş durumda. Buna karşın hem spot hem de türeve sahip borsaların toplam gelirlerdeki payı % 77’ye ulaşmış. Tek bir ürünle devam etmek çok zor görünüyor artık. Ortaklık payı ne olursa olsun, opsiyonların spotla aynı yerde olması şart. Umalım ki, anlaşma olmaz da, opsiyonlar İMKB’ye verilir, bu tartışmalar da biter. Önemli olan bir an önce başlamak.