Advertisement

Son dönemlerde çok tartışma konusu yapıldı. Borsada üye kodlarının gösterilmemesinin avantaj ve dezavantajları üzerinde epeyce konuşuldu. Ancak rakamsal olarak bu uygulamanın sonuçlarının ne olduğu konusuna hiç kimse girmedi. Bir araştırma uzmanının yapmış olduğu çalışma bu işin sonuçlarını açık bir şekilde ortaya koyuyor.
Yapılan analiz İMKB’nin yayınladığı aracı kurumların aylık işlem hacimleri rakamlarına dayanıyor. Haziran-eylül ayları arasında aracı kurumların toplam borsa işlem hacmindeki payları belirlenmiş. Daha sonra üye kodlarının gösterilmemesi uygulamasının başladığı ekim ayından itibaren şubat ayının sonuna kadar aynı işlem tekrar yapılmış. Kuraldan önceki dönem ile kuralın uygulandığı dönem arasında aracı kurumların borsanın toplam işlem hacmindeki paylarında artış ve azalışlara bakılmış. Toplamdaki pay oranı en çok azalan 10 üye ile toplamdaki pay oranı en çok artan 10 üye sıralanmış. Bu listede her iki dönemdeki toplam işlem hacmindeki paylar yüzdesel olarak yer alıyor, sıralama en çoktan en aza doğru:
Görüldüğü üzere, üye kodlarının gizlenmesi yabancı aracı kurumlara veya yabancı aracı kurumlara hizmet verdiği söylenen aracı kurumlara pek yaramamış. Tam tersine bu kurumlar bu işten zararlı çıkmışlar, ayrıca yıllardır borsanın en çok işlem yapan 5 aracı kurumunun genel toplam içindeki payları ciddi oranlarda azalmış. Buna karşılık, orta ve küçük çaplı diyebileceğimiz aracı kurumların genel hacimden aldıkları payda artışlar gerçekleşmiş. Payı artanların yine de genel toplamdaki paylarının halen düşük olduğunu belirtelim. Bu çarpıcı tablo bize şunu gösteriyor. İşlem yapan kurumların kim olduğu önceden görüldüğü için büyük çaplı işlem yapan yatırımcılar dikkat çekmemek amacıyla büyük kurumlardan işlem yaparlardı.
Ayrıca, gerek büyük kurumlardan gerekse yabancı kurumlardan işlem yaparak yabancı havası yaratmaya çalışan yatırımcılar da bu kurumları tercih ederdi. Böylece üye kodlarının görünmesi bir anlamıyla kötüye kullanılmış olurdu. Kodların gizlenmesi ile yatırımcıların bu tür kaygıları kalmadığı için daha iyi hizmet alabildikleri kurumlardan işlem yapmaya başlamış olmaları ile büyük kurumlar ile yabancı kurumların işlem hacimlerinin paylarında bir azalma yaratmış oldu.
Bu tablodan yapılan düzenlemenin yararlı olduğu sonucunu çıkarmamız mümkün. En azından önceki şeffaflığın kötüye kullanımı önlenmiş durumda. Ancak bu artış ve azalışların başka nedenlerden kaynaklanmış olma ihtimali de mevcut. Daha net yargılara varabilmek için yapılan bu analizin daha uzun süreli olarak ilerde tekrarlanmasında yarar var.