Advertisement

2005 yılında hisse senetleri için kaydi sistem devreye girdi. Kaydi sistemle birlikte hisse senetlerinin fiziki olarak tutulmasına, kasalarda saklanmasına gerek kalmadı, çünkü hisse senetlerine ilişkin tüm haklar ve işlemler bilgisayarlı ortamda kayden izlenmeye başlandı. Kaydi sistemin devreye girmesi üzerine fiziki olarak basılmış hisse senetleri Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) tarafından imha edilmek üzere toplandı. (Bu hisseler halen depolarda bekletiliyor ve ne yazık ki imha edilemiyor.) Hatta Sermaye Piyasası Kanunu gereği, teslim edilmeyen hisse senetleri ilk yıl sonundan itibaren Borsada işlem göremiyor ve aracı kurumlarca alım satımına aracılık edilemiyor. Kaydi sistemin yararları tartışılmaz. Her ne kadar hamiline sistemi ortadan kaldırdığı ve sadece bu nedenle bazı servetlerin sermaye piyasasından çekildiği iddia edilse dahi, kaydi sistem sermaye piyasasına güven getirmiş durumda.
Hisse senetlerinin tamamı teslim edilmezse ne olacak sorusuna yine Kanun cevap verdi: Kanunun Geçici 6. maddesine göre 7 yıl içinde teslim edilmeyen hisse senetlerine ilişkin mali haklar MKK'da kayden izlenecek ve yönetime ilişkin haklar MKK tarafından kullanılacaktı. Şu andaki duruma göre, Kanunda geçen 7 yıllık süre 2012 yılında sona eriyor. Şu ana kadar % 99 oranında kaydileştirmenin tamamlandığı düşünülürse çok kaba hesapla henüz kaydileşmemiş en azından 200 milyon TL civarında hisse senedi bulunduğu söylenebilir.
Kaydileşmemiş hisse oranı çok az tutarlarda kalmış olmasına rağmen, Kanunun Geçici 6. maddesindeki bu hüküm değiştirildi. 13.2.2011 tarih ve 6111 sayılı Kanun ile söz konusu Geçici Maddede yapılan değişiklikle, "...yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları hisse senedi ise, ihraççıya kanunen intikal eder. Bu durumda paydan doğmuş olan haklar, hisse senetlerinin ihraççıya intikal tarihinde kendiliğinden sona ermiş sayılır. Söz konusu payların satışı, ihraççılarca üç ay içerisinde yapılır....." hükmü getirilmiş oldu.
Mülkiyetten doğan hakların yok edilmesi kimin fikri gerçekten merak konusu. Bu maddeyi acaba hiçbir hukukçu okumadı mı? Mülkiyet haklarının kanunla bile olsa yok edilemeyeceğini bilen kimse yok muydu? Kamu yararı söz konusu olduğunda mülkiyet hakları sınırlandırılabilir ve hatta yok edilebilir. Bu durumda dahi bedeli ödenir. Teslim edilmeyen hisse senetlerine el koymakla ne gibi bir kamu yararı yerine getirilmiş olacak onu da anlamak mümkün değil. Üstelik Kanun, hisse senedinden doğan hakları ihraççı şirkete devrettirerek yok ediyor. Hem de küçük yatırımcıyı koruyan Kanun içindeki bir hüküm ile. Hazineye veya Yatırımcıyı Koruma Fonu'na devredilse bir nebze olsun anlamak mümkün olurdu. % 99'dan fazlası kaydileşmiş olduğu halde kalan % 1'den düşük payın fiziki olarak kalmış olması neden MKK'yı rahatsız ediyor anlamak mümkün değil.
Tüm halka açık şirketleri uyarmak lazım. Kanun gereğince kendilerine intikal eden hisse senetlerinden doğan hakları kullanmasınlar, Kanunun emrettiği şekilde sakın ola ki 3 ay içinde satmasınlar ve geçici bir hesapta muhafaza etsinler. Çünkü Kanunun bu hükmü genel hukuk prensiplerine aykırı ve iptali kaçınılmaz. Sermaye Piyasası Kanunu'nda sahibinin izni ve onayı olmaksızın kullanılan, satılan, yok edilen hisse senetleri için bu işleri yapanlar hakkında emniyeti suiistimal davası açılıyor. Ama devlet bu işi bizzat Kanunla yapıyor. Kayıtları tutmaktan sıkılan kurumlar yüzünden hukuka aykırı düzenleme yapılamaz. Umarız bu hüküm önümüzdeki dönemde düzeltilir.