Advertisement

Sermaye piyasasının yeni faaliyet alanı ve yatırımcıların alternatif yatırım seçeneklerinden biri olan kaldıraçlı işlemler yürürlüğe girmiş durumda. Kaldıraçlı işlemlerin banka ve aracı kurumlardan oluşan aracı kuruluşlar tarafından yapılması bekleniyordu. Ancak her ne olduysa düzenleyici otorite kaldıraçlı işlem denilen forex işlemlerini bankalar için kapattı.
Türkiye'de hangi alanda olursa olsun açılan her yeni faaliyet alanına mutlaka bankalar girdiği ve eninde sonunda girdikleri bu faaliyet alanlarında egemenlik kurdukları için aynı şeyforex işlemleri için de tahmin ediliyordu. Fakat büyük bir sürprizle karşılaştılar ve her türlü yakınmalarına karşın bankalar bu alana giriş imkânı bulamadılar. En azından şimdilik. Önümüzdeki günlerde güçlerini zorlayarak kararı ters çevirebilirler mi hep birlikte göreceğiz.
Bankaların forex işlemleri dışında tutulması aslında kâğıt üzerinde gerçekleşti. Çünkü her bankanın kendisine ait bir aracı kurumu var. Banka aracı kurumları sermaye piyasası sektörünün tartışmasız liderleri. Hatta bazı banka aracı kurumları var ki küçük bir bankanın rakamlarından daha büyük aktif büyüklüğüne, öz sermayeye sahipler.
Böyle olunca bankaların forex işlemleri dışında tutulmalarını şikâyet konusu yapmaları pek anlamlı görünmüyor. Hatta bankalar kendi aracı kurumlarının acentesi olarak dolaylı bir şekilde kendilerine yasaklanmış sermaye piyasası faaliyetlerini yaptıkları ve forex işlemlerinde de benzer şekilde acentelik statüsü altında forex işlemlerine dahil olacakları için itirazları haklı sayılmaz.
Dünya uygulamalarına bakıldığında hemen her ülkede forex işlemleri aracı kurumlar tarafından yapılıyor. Bankaların forex işlemi yaptığı ülkelerde de gerek sermaye piyasası gerekse forex işlemleri pek gelişmemiş durumda. Bankacılık kesiminin örnek ülke olarak gösterdiği İsviçre, önceleri adeta kuralsız olarak çalıştırdığı forex piyasasında, daha sonradan bankalara izin veren bir yapıya dönüşmüştür. Ancak bu sistem de başarılı olamamıştır. Bugün itibarıyla forex işlemlerinin büyük çoğunluğu İngiltere'de gerçekleşmektedir. AB düzenlemesinde forex işlemleri için geçerli MIFID kuralları aracı kurumları esas alan bir yapıya sahiptir. Sonuçta dünyanın hemen her yerinde forex işlemlerini aracı kurumlar yaparken, bankalar bu sisteme likidite sağlayıcı olarak dahil olurlar.
Forex işlemleri tüm sermaye piyasası faaliyetleri içinde en riskli faaliyet olduğu için özel uzmanlık ve özel risk yönetimi gerektiriyor. Forex işlemlerinde sermaye büyüklüğü değil, risk takibi önemlidir. Bankaların verdikleri kredileri takip ederken izledikleri risk yönetiminden oldukça farklı bu risk yönetiminde piyasaların yakından izlenmesi, müşterilerin gerektiğinde 24 saat bilgilendirilmesi, riskli işlemlerin hemen tasfiyesi gibi bilgi, tecrübe ve uzmanlık şarttır.
Bankaların halen yaptıkları döviz işlemlerinde izledikleri risk anlayışı ile elektronik platformlarda izlenen risk anlayışı oldukça farklıdır. Bu nedenle özel bir uzmanlık gerektiren forex işlemlerinde aracı kurumların yetkili kılınması doğru olmuştur.
Zaten bankalar halka arz, hisse senedi alım satımı, portföy yönetimi gibi özel uzmanlık gerektiren faaliyetlerin dışında tutuldukları için forex işlemlerinden uzak tutulmalarında garipsenecek bir yan yoktur. Bundan sonra yapılması gereken, bankaların dahil olmadığı ve rekabetçi bir forex piyasasının kurulmasıdır.
Olay piyasanın kurulmasıyla bitmemektedir. Öncelikle aracı kurumlar kendilerini eğitmeli, ardından da müşterilerini eğitmelidir. Aksi takdirde herkes için tehlikeli olacak bir silahımız olabilir. Artık forex de devreye girdiğine göre opsiyonları beklemeye başlayabiliriz.