Advertisement

Geçen hafta Avrupa Komisyonu Başkanı Manuel Barroso, finansal işlem vergisinin yürürlüğe konulmasını ve bu sayede 54 milyar Euro'luk bir gelir sağlanabileceğini önermişti. Avrupa Birliği'nde fonların büyük çoğunluğunu bulunduran İngiltere bu öneriye karşı çıkarken Almanya ve Fransa ise desteklemişti. Her ne kadar bir öneri olsa ve hemen yürürlüğe girecek olmasa da bu konu AB kamuoyunun bilgisine sunulmuş oldu. Zaman içinde bu öneri tartışılacak ve büyük ihtimalle de devreye sokulacaktır. Finansal işlemlerdeki likiditeyi vurabilecek olan böylesine bir vergi, gelir yaratması yanında işlemleri azaltabilme potansiyelini de taşıyor. Ancak bu önerinin en önemli sonucu, bu verginin çıkabileceğinden korkan, çekinen büyük fonların başta Londra olmak üzere AB merkezlerini terk etme ihtimalleri.
İşte büyük fonların AB merkezlerini terk ederek kendilerine güvenli liman arayışına girebilecekleri önümüzdeki günlerde Türkiye'nin bu fırsatı değerlendirmesi gerekiyor. Türkiye zaten son dönem krizlerini yaşamayan ve ekonomisiyle artan bir şekilde güven veren bir ülke konumunda. Adeta yükselen bir yıldız. Eğer dünyada halen çok fazla olan bu likiditenin en azından bir kısmını çekebilirsek ne cari açık sorunumuz kalır ne de büyüme problemimiz. Yapılacak olan şey gayet basittir; işlem vergisinden kaçan paraya bizde bu verginin olmadığını ve olmayacağını garanti edebilmek.
Bunun için hemen Banka Sigorta Muameleleri Vergisi'ni (BSMV) kaldırmamız gerekiyor. Zaten çağdışı kalmış ve herkesin şikâyetçi olduğu bu vergi kaldırılmak suretiyle yabancı fonların önünü açabiliriz. Finansal işlemlerde zaten yük olan ve uygulamasında da sürekli sorun yaratan BSMV kaldırılınca bırakın yeni kaynakların Türkiye'ye gelmesini, mevcut kurumlarımızın dahi işlemlerinde ciddi artışlar yaratabilecektir. Bu şekilde piyasaların likiditesinin artması yabancı büyük fonların gelmesinin önünü açacak bir başka unsur olacaktır.
BSMV, gider vergileri kanununda düzenlenmiş. Bu vergiyi ödeyenler, bankalar, aracı kurumlar ve sigorta şirketleri. Bu kurumların her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları işlemlerden kendi lehlerine nakden veya hesaben aldıkları paralar BSMV'ye tabi. Bu kurumların müşterilerine verdikleri hizmetler karşılığında aldıkları komisyonlar üzerinden % 5 oranında BSMV kesiliyor ve ay sonunda beyannameyle vergi dairesine ödeniyor. İşte sorun bu noktada, çünkü kurumlar bu vergiyi mutlaka müşterilerine yansıtıyorlar. Aynı şekilde, bu kurumlar kendi portföylerine yapmış oldukları alım satımdan dolayı bir kazanç elde ederlerse bu kazanç üstünden de vergi ödüyorlar. Ancak uygulamada karşılaşılan en büyük sorun, ay içindeki zararlı işlemler kârlı işlemlerden mahsup edilmediği için bu vergi haksız ve adaletsiz hale dönüşüyor.
Eğer BSMV'yi kaldırırsak, Avrupa'nın koymaya çalıştığı işlem vergisini kaldırmış olacağız ve Avrupa'dan kaçacak fonlara, kurumlara ve şirketlere çok rahat bir şekilde Türkiye'ye gelin diyebileceğiz. İşlem maliyetlerimiz oldukça düşecek ve rekabet anlamında öne geçebileceğiz. Avrupa'nın işlem vergisi getirme önerisi çok yeni olmasına rağmen bunu fırsat gören Singapur gibi ülkelerin kendi mevzuatlarında düzenleme yaparak bu fırsat ortamına hazırlanıyor olmaları da elimizi çabuk tutmamız gerektiğini gösteriyor. Önümüzde tarihi bir fırsat var. Umarız ki düzenleyici otoritelerimiz Maliye'yi ikna edebilirler.