Advertisement

1 Ekim'de yeni yasama dönemine giren Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin gündemi hayli yoğun. Ekonomi ve ticaret alanını ilgilendiren önemli yasal düzenlemeler Genel Kurul'un gündemine gelecek. Ayrıca, 2013 Bütçesi için Bütçe ve Plan Komisyonu, ardında da Genel Kurul'da bir maraton yaşanacak. Meclis'te gerek Elektronik Ticaret Kanunu tasarısında, gerekse de Meclis'e sunulacak Tüketici Hakları Kanunu tasarısında etkilenen sektörleri tedirgin eden, ekonomik kayıplar boyutunda endişeleri artıran maddeler söz konusu. Tüketici Hakları Kanunu tasarısı açısından, inşaat sektörünü endişelendiren hususlar olduğu gibi, bankacılık sektörünü de endişelendiren hususlar var. Özellikle, bankaların bireysel ve kurumsal müşteriye verdikleri hizmet nedeniyle talep ettikleri, komisyon ve masraflar, son birkaç yıldır en büyük tartışma konusu. Gözlemlediğim şu; Suriye ve terör gerginliği nedeniyle, Güneydoğu Anadolu'da kullandırılan kredilerde, kredinin bir taksiti bile aksamamışken geri çağırmalar ve birçok gayrimenkulün ipotek olarak kabul edilmemesi, Ankara'ya, hükümete ve ekonomi yönetimine artan bir şikâyet olarak yağıyor.

REEL SEKTÖRE JEST ZAMANI
Eğer, reel sektörün şikâyetleri bu şekilde yoğunluk kazanır ise, bankacılık sektörü komisyon ve masraf bedellerinin önemli bir bölümünü kaybettikleri, gelirlerinde önemli bir pay tutmaya başlamış olan kritik önemde bir kalemi kaybedecekler. Bu nedenle, bankaların acilen komisyon ve masraf kesintilerinin dozajını ve Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde açıklanması güç gerekçelerle veya hiç gerekçe göstermeden gerçekleştirdikleri kredi geri çağırma usullerini acilen gözden geçirmeleri gereken bir dönemin içinde olduklarını bilmelerinde yarar var. Bu noktayı nereden gözlemliyoruz? İstanbul Sanayi Odası'nın her ay açıkladığı ve meclis üyelerinin görüşleri ile oluşturulan 'Sanayi Gelişim Endeksi'nde, alt başlık olarak yer alan 'İSO Girdi Fiyatları Endeksi'nde, şu anda maliyet etkisi olarak en fazla şikâyet edilen husus ticari kredi faiz ve maliyetleri. Üstelik, eylül ve ekim ayları için bu konuda şikâyetin daha da artacağı görülüyor. Bankalar şunu net görmeli, Başbakan Yardımcısı Babacan ve Ekonomi Bakanı Çağlayan'ın "Biz uyardığımızda, dikkatli olmalıydınız" denilmesine gerek kalmasın.