Advertisement

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından bu ekim ayı sonunda yayınlanan yılın son enflasyon raporunda, TCMB'nin 2012 yılı için enflasyon tahmini yüzde 6.9 ile 7.9 aralığı olarak
belirlenmişti. Tahmin aralığının orta noktası yüzde 7.4 olarak açıklanmış olsa da, gerçekleşme yüzde 6.2 ile 6.6 aralığını tutturacak gibi gözüküyor. İstanbul Ticaret Odası'nın öncü gösterge niteliğindeki İstanbul enflasyon değerleri 1 Aralık Cumartesi açıklandıktan sonra, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) TÜFE'sine karşılık gelen İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi'nin yüzde 0.28 gelmesi, piyasanın yüzde 0.9 civarındaki TÜFE beklentisinin altında bir verinin geleceğini işaret etmişti.
Nitekim, dün açıklanan kasım ayı TÜFE'si yüzde 0.38 geldi ve bu verinin açıklanmasıyla birlikte, geçen yılın kasım ayı artış oranı olan yüzde 1.78 hesaplamadan çıkıp, yerine 0.38 girince, yıllıklandırılmış manşet enflasyon da yüzde 7.8'den, 6.37'ye geriledi. Bu durumda, 2011 yılının aralık ayı enflasyonu olan yüzde 0.58 düzeyinde veya ondan daha düşük kalacak bir aralık ayı enflasyonu olur ise bu durumda, yıllık manşet enflasyon 2012 yılını 6.2 düzeyinde bile tamamlayabilir. Velev ki, ekonomi yönetimi sene sonu beklentisi olan yüzde 7.4'e göre enflasyonun düşük kaldığını görüp, muhtemel tütün mamulleri vergi ayarlamasını bu ay yapmak isterse.

MB İÇİN DAHİ ENFLASYON ÖNGÖRÜLEBİLİR DEĞİL
Türkiye'nin küresel rekabet içinde olduğu ekonomiler açısından bakılır ise önde gelen kimi gelişmekte olan ülkeler, aynı derecelendirme notundaki kimi gelişmekte olan ülkeler dikkate alındığında, Türkiye'nin yıllıklandırılmış manşet enflasyonu çok yüksek. Söz konusu enflasyon oranını, biz önümüzdeki 5 yıl içerisinde yüzde 5'in altına çekemez isek, önümüzdeki dönemde Türkiye'nin küresel rekabet becerisi güç kaybetmeyi sürdürecek.
Peki, biz ekonomi aktörleri, ekonomi yönetimi, Merkez Bankası'nı söz konusu yüzde 5 enflasyon hedefine yakınsama, ulaşma noktasında yeterince rahat bırakıyor muyuz? Hayır. Çünkü, kamu tarafının, ekonomi yönetiminin, bütçe gelirlerini destekleme veya KİT açıklarını kapatma adına gerçekleştirdiği her vergi ve fiyat ayarlaması, yıllık manşet enflasyona 0.4 ile 1 puan arasında bir etki olarak yansıyor. Bu nedenle, TCMB daha ekim ayı raporunda ifade ettiği, 2012 yıl sonu enflasyon hedefi için 1 puanlık sapma ile mi karşı karşıya; yoksa, ekonomi yönetimi beklenen tütün mamulleri vergi ayarlamasını aralık ayı sonunu bulmadan gerçekleştirir ise o zaman TCMB yıl sonu enflasyon beklentisini tutturmuş mu olacak? TCMB'ye yıl sonu beklentisini tuttursa da, tutturmasa da kimsenin söyleyebileceği yok.

ÖNGÖRÜLEBİLİR OLMA ÖZELLİĞİNİ ARTIRMALIYIZ
Bu noktada, ekonomi yönetimi, Merkez Bankası'nın süreçteki kabiliyetini ve yapabileceklerini dikkate alarak, Türk ekonomisinde enflasyonun öngörülebilir olmasını sağlamak zorunda. IMF'nin Türk ekonomisi için yıl sonu enflasyon beklentisi yüzde 6.5. Bu durumda, bizden daha başarılı bir tahmin yapabilmiş gözüküyor. Buna karşılık, OECD ise ilk defa sınıfta kaldı; yüzde 9.1. Enflasyonun öngörülemez olması, ekonomi aktörlerinin fiyat belirleme alışkanlıklarında dejenerasyonun önüne geçilmesini de engeller ve enflasyonla mücadeleyi de zora sokar. Bu nedenle, 2013 yılı sadece cari açık riski açısından değil, enflasyonun öngörülebilirliği açısından da başarılı bir yıl olmalı.