Advertisement

2010 yılında yüzde 9.2, 2011 yılında ise yüzde 8.8 büyümüş olan Türk ekonomisinin, 2012 yılında yüzde 2.2 büyümesi, artık "yumuşak iniş" olarak adlandıramayacağı-mız bir makro ekonomik tabloya işaret ediyor. Esasen, tüm veriler ortadayken, yüzde 4 olan 2012 büyüme hedefinin, 2013-2015 OVP'de (Orta Vadeli Program) yüzde 3.2 olarak revize edilmesi zihnimizde soru işaretlerine sebep olmuştu. Çünkü, geçen ekim, kasım aylarında dahi ekonomi çevrelerinde yüzde 2.5-2.6'Iarı zaten konuşmaya başlamıştık.
Derken, 8 Şubat 2013'te 2012 yılı aralık ayı sanayi üretim verisi geldi; tüm bir yılın verisi tamamlandıktan sonra, 12 Şubat'taki yazımızda şöyle demişiz: "Bu durumda, son açıklanan aralık ayı sanayi üretim verisi sonrasında, tüm bir yıl için sanayi üretiminin yüzde 2.28 artması, 2012 yılının bütününde yüzde 1.9 ile 2.6 arasında bir büyüme beklentisine işaret ediyor. Bununla birlikte, hizmetler sektörü bir sürpriz yapmaz ise, sanayi üretim verisi üzerinden tüm bir 2012 yılı GSYH büyüme oranı yüzde 1.9 ile 2.3 aralığını öne çıkarmakta. 2012 yılının büyüme oranına yönelik beklenti ise orta noktası olarak yüzde 2.1 'e işaret ediyor". Beklentimin tutmasından mutlu muyum, elbette ki değilim.

2013'TE NET İHRACATIN BÜYÜMEYE KATKISI MUTLAKA OLMALI
Kamunun tüketim harcamalarındaki reel artış 2011 yılında yüzde 4.7 iken, 2012 yılında yüzde 5.7'ye yükselmiş durumda. Kamunun yatırım harcamaları ise, yine 2011 yılında reel olarak yüzde 2.2 daralmışken, 2012 yılında yüzde 8.9 yükselmiş. Yani, kamunun hem tüketim hem de yatırım harcamaları boyutunda 2012 büyümesine katkısı olmuş. Kamu ve özel sektör yatırım harcamaları, kamunun negatif etkisine rağmen, 2011'de yüzde 18 artmış, yüzde 8.8'lik büyümenin neredeyse yarısı yatırım harcamalarından gelmiş. 2012 yılında ise, kamu yatırım harcamaları sayesinde
-0.9 puan olarak hedeflenmiş olan yatırım harcamalarının büyümeye katkısının, -0.14 puanla, daha iyi durumda kaldığı gözleniyor.
Tüketim harcamalarında ise 2011 yılında yüzde 7.7 reel büyüyen yerleşik hane halkı tüketimi, büyümeye de 6 puan katkı sağlamıştı. 2012 yılında ise yüzde 0.7 reel olarak daralan hane halkı tüketim harcamaları, 2012 büyümesine beklenen 0.8'Iik katkıyı yapamadı. 2012 yılında Türk ekonomisini, yüzde 17.2 reel olarak büyüyen mal ve hizmet ihracatı, net ihracat artışı büyütmüş gözüküyor. 2013 yılı için ise, net ihracatın büyümeye katkısının öngörülmemiş olması kanımca gözden geçirilmeli.
Yüzde 4 büyüme hedefi, ithalatı ve cari açığı doğaldır ki büyütecekse 2013'te hiç olmazsa, ihracatın performansı pozitif devam etmeli. Bununla birlikte, Merkez Bankası parasal sıkılaştırmaya ağırlık verir ve ekonomi yönetimi 2013'ün ilk 5 ayında da "yumuşak iniş"i devam ettirirse, 2013 için de yüzde 4 büyüme iddialı olabilir. "Yumuşak İniş" görevini tamamlarsa, hareketlenen Türk ekonomisinde, 2013 için yüzde 4 büyüme hedefi mümkün olabilir. TEŞEKKÜR: Babam, Prof. Dr. Erdoğan Alkin'i aniden kaybetmemiz nedeniyle, bizi ziyaret, telefon, e-mail, SMS ve Twitter mesajlarıyla yalnız bırakmamış olan herkese ailemiz adına teşekkürlerimizi sunarım.