Advertisement

İstanbul 2020 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapabilmek için son viraja girerken "İstanbul tüm rakiplerinden iddialı" sesleri giderek yükseliyor. Gözler artık 4 Temmuz'da Lozan'daki toplantıya ve Buenos Aires'teki oylamaya çevrildi. Bakalım Türkiye "Bridge Together" sloganıyla medeniyetler arasındaki köprüyü kurabilecek, önyargıları aşacak retoriği yaratabildi mi?
2012 Davos zirvesinde konuştuğum Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, "Yeterli kuvvette retoriği yaratırsanız 2020 Olimpiyatları İstanbul'da olur" demişti. "2 kıta üzerine kurulu tek şehir olan İstanbul 2020 Olimpiyatları için rakiplerini aşacak kuvvette retorik yarattı mı?" sorusuna AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, "İstanbul Avrupa'nın kültürel ve spor başkenti olabilmiş tek şehir. Bugüne kadar hiçbir Müslüman ülkede olimpiyat düzenlenmedi. İstanbul Olimpiyatları 1.5 milyarlık Müslüman âlemine, 3 milyarlık kendini Batı'dan izole edilmiş hisseden insanlık âlemine çok güçlü bir mesaj olacaktır. Rakiplerimizden Madrid, ekonomik krizle kıvranan bir şehir, Tokyo ise olimpiyatlara daha önce ev sahipliği yaptı. Bu yüzden İstanbul rakip tanımıyor. Umut ediyorum önyargılar İstanbul'un yakaladığı bu şansı gölgelemez" cevabını veriyor.

ŞİMDİ DEĞİLSE NE ZAMAN?
Spor endüstrisinden para kazanmakta iddialı olan Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanı Saadettin Saran da Bakan Bağış ile aynı fikirde. Saran, "Avrupa'nın ekonomik durumu ortada. Önümüzdeki 10 senede bunun düzeleceği gözükmüyor. Etrafımızdaki ekonomik kısıtlamalardan Türkiye ve etrafındaki coğrafyaya büyük yarışmalardan, büyük operasyonlardan krizde bir kayma oldu. Katar'da dünya şampiyonası yapılıyor, Azerbaycan'da Avrupa Olimpiyatları, Rusya'da Kış Olimpiyatları. Dolayısıyla
Türkiye de bundan nasibini alıyor ve olimpiyatlarda da en güçlü aday diye gözüküyor" diyor. "Biz Türkler lobicilikte sınıfta kalıyoruz. 2020 Olimpiyatları iyi lobi yapan ülkede olacak" eleştirilerine de şöyle cevap veriyor: "Lobicilik işini bu sefer çok farklı yapıyoruz. Uluslararası arenalarla da iş yaptığımız için, kendim de görüyorum, çok canla başla... Oradakilerle de konuşuyorum, olimpiyat komitesindeki üyelerden bir üye çok samimi arkadaşım. Lobi konusunda bu sene farklı bir yol çiziyoruz."

19 MİLYAR $'LIK OLİMPİYAT MEŞALESİ YETECEK Mİ?
Türkiye'nin 2020 Olimpiyatları'nı alması için bir başka yapıcı eleştiri de Davos'ta konuştuğum dünyanın en büyük reklam ve pazarlama şirketi olan WPP CEO'su Martin Sorrell'den gelmişti. Sorell, "Diğer aday ülkelerin altyapıları hazır. Türkiye'nin bir altyapı yatırımı yapması gerekiyor. Türkiye olimpiyatlar komitesini bu altyapı yatırımları konusunda ikna etmeli" yorumunda bulunmuştu.
Peki, altyapı yatırımları konusunda Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın duyurduğu 19 milyar dolarlık bütçe yeterince ikna edici mi? Saran, "Altyapı için de daha 7 sene var ve Başbakanımız dahil olmak
üzere çok ciddi taahhütlerde bulunuldu. Mevcut altyapının iyi olmaması şu an itibarıyla çok ciddi bir dezavantaj değil. Bugüne kadar yapılanlar, Erzurum ve Trabzon'daki tesisler taahhütleri uygulamada iddialı olduğumuzu gösteriyor" dedi.
İstanbul'un bu yarıştaki rakipleri Madrid ve Tokyo'nun altyapıları ise neredeyse hazır durumda ama bütçeleri bize göre sınırlı kalıyor. Madrid'in 2020 bütçesi 1.9 milyar dolar, Tokyo'nun ise 4.9 milyar dolar. Olimpiyatlar bir anlamda düğüne benziyor. Ülkeye tanıtım, ilgi sağlarken geride ağır bir fatura bırakıyor.
Bakalım Egemen Bağış'ın dediği gibi "Madrid'in ekonomik krizle kıvranması, Tokyo'nun ise olimpiyatlara daha önce ev sahipliği yapmış olması" İstanbul'u rakipsiz kılmaya yetecek mi?