Advertisement

Geçtiğimiz hafta Başbakan Erdoğan'ın ABD Başkanı Barack Obama ile yaptığı görüşmeden Türkiye, enerji politikasında istediğini aldı mı? Aynı gün Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu yatırım yapılabilir seviyeye yükseltmesinin ardından düşük büyümenin getirisi not artırımını aldıktan sonra piyasadaki tek beklenti gerçekleşmiş oldu. Piyasada gözler bundan sonra satın alınabilecek gelişme olan büyümeye ve bu büyümeyi hızlandıracak bölgesel anlaşmalara çevrildi. Ancak ziyaret öncesi Başbakan Erdoğan'ın, TPIC ile Exxon Mobil'in işbirliğini duyurması ve anlaşmanın detaylarının ziyaret sonrası verileceğini söylemesi bir beklenti oluşturmuştu ki maalesef Irak konusunda pek bir şey duymadık.
Başbakan Erdoğan'ın Amerikan Başkanı Obama'yla görüşmesinin Türkiye'nin enerji politikasına olası etkilerini SOCAR Türkiye Başkanı Kenan Yavuz ile konuştum. Türkiye'nin bölgede enerji koridoru olmada önemli adımlar attığını söyleyen Yavuz, bu hedefe ulaşmakta Irak'ın önemini şöyle anlatıyor: "Irak'ın doğalgaz ve petrolünün dünyayla buluşturulması noktasında, özellikle doğalgazın mutlaka Türkiye'yle birlikte çalışma zorunluluğu var. Türkiye'nin de özellikle Kuzey Irak tarafındaki yapılanmalarda daha önce kaybettiği zamanı telafi etmesi ve öne geçmesi gerekiyor.

'IRAK, DOĞALGAZINI TÜRKİYE ÜZERİNDEN SATMAYA MECBUR'
Kenan Yavuz özellikle Amerika'daki kaya gazının piyasaya girmesiyle birlikte doğalgazda bir kapasite fazlalığı oluşmaya başladığını söylüyor. Doğalgazın satışı 2 şekilde olabiliyor: Ya sıvılaştırarak deniz yoluyla ya da boru hattıyla tüketim noktasına taşınıyor. Yavuz, "Irak'ın doğalgazını Basra Körfezi'nden LNG yoluyla pazara ulaştırması, orada oluşan fazla kapasite nedeniyle çok mümkün gözükmüyor. Dolayısıyla Irak'ın doğalgazını Türkiye üzerinden satmaktan başka hiçbir sansı yok. Doğalgazın Irak'ta daha büyük rezervlerinin güneyde olduğunu düşünecek olursak doğalgaz konusunda merkezi hükümetin bölgesel yönetimle birlikte bir anlayış geliştirerek Türkiye ile bir proje yapması gerekiyor. Buna mecbur ve mahkûmlar" diyor. Yavuz'a göre, "Fiyatlara gelince kaya gazının keşfiyle birlikte önümüzdeki dönemde doğalgazda daha makul fiyatlar görme olasılığı var".
Petrol konusu ise daha farklı. Özellikle Kuzey Irak'taki petrollere zaten bir boru hattımız var. Yeni keşifler, yeni sahalarla ilgili TPAO'nun ve Türkiye'nin daha aktif pozisyona geçmesi gerekiyordu, bu yapılıyor. Başbakan Erdoğan'ın dikkatleri çektiği gibi "Kuzey Irak yerel yönetiminin burada anayasal olarak zaten yüzde 17 tasarruf yetkisi var ve bu tasarrufu Türkiye ile paylaşmak hakkıdır". Ancak sorun merkezi yönetimin ve Kürdistan Irak Bölgesi'nin anayasaya yazılmış bu maddenin uygulamada nasıl çalışacağı konusunda anlaşmış olmamaları. Ama Kenan Yavuz'un dediği gibi Irak'ın dünyaya doğalgazını Türkiye üzerinden satmaktan başka şansı yok ise bu anlaşmaya varılması sadece zaman meselesi.


Türk dünyasının El Cezire'si!

Kenan Yavuz'dan duyduğuma göre Star Medya'nın yüzde 50'sini alarak Fettah Tamince ile ortak olmak için yola çıktıkları süreç bu ay sonuna kadar netleşecek. SOCAR gibi global bir enerji şirketinin neden medyaya girdiğini sorunca Yavuz, "Biz zaten SOCAR olarak Azerbaycan'da bir haber kanalını geçtiğimiz dönemde satın almıştık. Global ölçekte büyüme stratejimizi medya ile buluşturmak gerekiyordu. Bakü'de başlayan bu yapılanmanın Türkiye'de de olması gerekiyordu. Çünkü Türkiye, Türk dünyasının merkezidir. Türk dünyasının, bütünsel yaklaşım içinde bakabilecek bir haber mantığına ihtiyaç var diye düşünüyoruz. Medyaya olan ilgimizi stratejik ve ekonomik olarak yorumlamak lazım" diyor. Medyada hedefi nereye koyduklarını anlamak için "Arap dünyasının El Cezire'si var siz de Türk dünyasının haber kanalı olmak için mi yola çıktınız?" diye sorunca Yavuz, "Böyle bir tanımlama yapmak için erken, ama Türk dünyasının böyle bir ihtiyacının olduğu da açık" diyor.