Advertisement

Gezi Parkı olaylarının ekonomiye ve piyasalara etkisini tartışaduralım. Bu hafta Türkiye ekonomisinin 2013 karnesine dair ilk not yani birinci çeyrek büyüme rakamı açıklanacak. iş dünyası ve ekonomi yönetiminin beklentisi her şey planlandığı gibi giderse 1. Çeyrek büyümesi beklentilerin altında gelse dahi 2013'ün 2012'ye göre daha iyi bir yıl olacağı idi. Bir siyah kuğu olarak nitelendirilen Gezi Parkı protestoları başladı. Biz Türkler olarak oldukça duygusal tepkiler verirken Gezi Parkı tansiyonunu düşürmede yine Avrupalılara kulak vermekte fayda vardı. Cuma günü Bloomberg HT yayınında konuştuğum Fitch Kıdemli Direktörü Paul Rawkins, şu an çok ciddi riskler görmediklerinin, şimdiye kadar yaşanan protestoların Türkiye'nin kredi notu açısından bir tehdit olmadığının altını çizdi. Rawkins, "Bütün gelişmeler, otoritenin nasıl karşılık vereceği ve nasıl tavır takınacağına bağlı. Bütün bu problem işte o zaman ekonomiye yansıyabilir. Turizm, kısa süreli sermaye akışları veya toparlanma etkilenebilir. Bütün bu sürecin iyi planlanması gerekiyor. Protestolar uzun sürerse ekonomiyi etkilemeye başlayabilir" diye uyardı. Şu ana kadarki protestolar ve tavırdan endişelenmediklerini söylemesine rağmen Rawkins'in ileriye dönük uyarmasının sebebi, eğer gerginlik artar, grevler ve yatırımcılar da endişeye başlarsa o zaman cari açığın negatif etkileneceğinden kaynaklanıyor. Rawkins'e göre, bütün bu uyarı ile birlikte Türkiye'de çok ciddi uluslararası rezerv de söz konusu. O da Türkiye ekonomisi için bir tampon oluşturuyor. Ancak uluslararası rezervlerimiz bize bu tampon bölgeyi 5 aylık dayanabilmemizi sağlıyormuş. Hizmet ürünleri, ithalat ve ihracat adına 5 aylık bir süre bekliyoruz diyen Rawkins'e göre daha sonra kısa pozisyonlar kırılgan bir hale gelebilir: "Türkiye kırılgan, aslında ağır bir şekilde kısa vadeli sermaye akışlarına bağlı ve yüksek seviyede bir borç söz konusu. Bütün bu faktörlerin dikkate alınması gerekiyor. Eğer ki protestolar artar ve daha uzun süreli hale gelirse o zaman istikrarsızlık yaratabilir".


Avrupa'da protestolara alışığız!

Rawkins'in uyarılarına protestoların gölgesinde İstanbul'da gerçekleşen Avrupa İş Ödülleri adeta örnek oldu. Bir yılı aşkın süredir 34 ülkeden 15 bin projenin yarıştığı, jüri üyelerinin değerlendirmelerinin yanı sıra, halk oylamasına da yer verilen Avrupa İş Ödülleri'nde 10 ayrı kategoride ödüller İstanbul'da verildi. Ödül gecesi konuştuğum Avrupa İş Ödülleri Genel Müdürü Adrian Tripp, "Yarışmamızın final gecesini İstanbul'da düzenleyerek AB'nin en iyi 300 iş liderini Türkiye'ye getirip, Türkiye'nin AB'nin güçlü bir parçası olması gerektiğini anlatmak istiyorduk. Ancak Gezi Parkı protestolarını duyan katılımcıların % 50'si son anda gelmeme kararı aldı. Bu fırsatı biraz kaçırdık" diye yakındı. Katılımcılardan sigorta şirketi INSlA'nın Genel Müdürü Louis Coomans, "Gezi Parkı'nı dolaşıp protestoları bizzat görüp ödül törenine geldim. Benim ülkem Belçika'da bu tip protestolar hep oluyor. Gördüğüm kadarı ile gençler gelecekleri için endişelerini dile getiriyorlar. Bu demokrasi için çok sağlıklı. Biz Avrupa'da protestolara alışığız" diyor. Avrupalı temsilcilerden duyduğuma göre Avrupa'da bir protesto kültürü var. Orada halk rahatsız oldukları konuları protesto ederek ifade etmekten kaçınmıyor. Bizde sorun biriktirmekten kaynaklanıyor. Gezi Parkı olayları gösteriyor ki, Türkiye'de protestocuların, polisin, politikacıların da bu kültürden ileri demokrasi adına AB'den öğrenecekleri var.