Advertisement

İki sezondur Mercedes-Benz ana sponsorluğunda IMG Fashion tarafından yürütülen İstanbul Fashion Week, New York, Miami, Berlin, Sidney, Moskova ve bu hafta başlayan Tokyo moda haftalarını aratmadı. Yönetim Katı'nda konuklarım Kaprol Group Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kaprol ve IMG Global Kreatif Direktörü Jarrad Clark ile İstanbul Moda Haftası'nın global moda platformunda nasıl yer
aldığını konuştuk.
45 tasarımcı ve 5000 ziyaretçinin geldiği haftada, kıdemli Türk moda tasarımcılarının yeterli ilgi görmediği eleştirilerine Cem Kaprol, "Arzu Kaprol her zamanki gibi İstanbul Moda haftasında" diyerek söze girdi. Cem Kaprol'den duyduğuma göre moda haftalarında artık farklılaşma rüzgârları esiyor. Örneğin Arzu Kaprol de bu trende uymuş ve bu yıl defile yerine Kuruçeşme Arena'nın yanı başındaki showroom'unda sunum yapmayı tercih etmiş. Kaprol, "Arzu Kaprol markasının ilk etabında dikkat çekmek için daha çok defile yapıyorduk. Ama gerek Paris'te gerek İstanbul Moda Haftası'nda showroom'da sunum yapmayı daha etkili bulduk. IMG yönetiminde İstanbul Moda Haftası'nda defileler global moda platformunda genç Türk moda tasarımcılarının dikkat çekmesi için büyük fırsat"
diyor. Arzu Kaprol'e bravo çünkü Moda Haftası'nda genç Türk moda tasarımcılarına en büyük desteği verenlerin başında geliyordu. IMG Fashion Worldwide Kreatif Direktörü Clark'a katılıyorum, genç Türk tasarımcılar gerçekten Batı'daki defileleri aratmadı. Ancak gözler geçtiğimiz yıllarda görmeğe alıştığımız Atıl Kutoğlu gibi kıdemli Türk moda tasarımcılarının defile ya da sunumlarını aradı.

 

Avrupa'nın yeni marka yaratmaması fırsat

Krizde olan Avrupa artık marka yaratmıyor "Bu Türk moda endüstrisi için fırsat, ama bu fırsatı nasıl değerlendirmeli?" diye IMG Global Kreatif Direktörü Clark'a sordum.
Clark, "Krizde olan Avrupa yeni marka yaratmadığı gibi satıyor ya da kapatıyor. Türk sermayesi ya mevcutları alabilir ya da Türk tasarımcılarıyla marka yaratmak için işbirliğine gidebilir. Tasarımcı Tuba
Ergin ve Desa işbirliği buna örnek" diyor.
Cem Kaprol ise Türk perakende zincirlerinin yeteri kadar Türk tasarımcılara yer vermediğini bu yüzden de yüksek fiyatlı satmak zorunda kaldıklarını, uluslararası arenada öne çıkabilecek sermayeyi bulamadıklarını söylüyor. Arzu Kaprol, örneğin yurtdışında ulaşılabilir lüks kavramını yabancı markalara göre daha uygun fiyat isteyerek iyi oturtmuş.
Şu an Tokyo Moda Haftası'nda olan IMG Global Kreatif Direktörü Clark'a katılıyorum. Türk perakende sermayesi ve Türk tasarımcıları yurtdışında Avrupa'nın yeni marka yaratmaması fırsatını kullanmak için güç birleştirmeliler. Aynı "Desa by Tuba Ergin" örneğinde olduğu gibi "effortless chic" yani "zahmetsiz şık" anlamına gelen bir koleksiyon tüketiciyle buluşuyor. Dünya standartlarında kaliteyi yakalayan koleksiyonu da Uzakdoğu'daki mağazalarda diğer Avrupa markalarının yanında rahatlıkla satabilmek mümkün oluyor. Clark'ın işaret ettiği gibi Türk moda endüstrisinde Desa'nın farkına vardığı bu stratejiyi diğer Türk perakende zincirleri de kullanırsa yakında tüm dünyada adını duyurmaya aday çok markamız yola çıkmış olur.