Advertisement

Başbakan Erdoğan Bakü’ye giderken seçim sonrasında ilk kez bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda seçimin ekonomi üzerinde olumlu etkileri konuşulurken, Merkez Bankası’nın olağanüstü toplanıp faiz indirmesi gerektiğini söyledi. Başbakan’ın değerlendirmesi sonrası yayın konuğum olan Ipsos-Sosyal Araştırmalar Enstitüsü Genel Müdürü Akın Şahin ile Ipsos’un BloombergHT yayını için özel yaptırdığı çalışma üzerinden ekonomik algının Türk seçmeni üzerindeki etkisini değerlendirdik. Başbakan Erdoğan, Merkez Bankası’nın faiz indirmesini istiyor çünkü büyüme arttıkça AK Parti’nin oyları artıyor. Ipsos’un araştırmasına göre ekonomi aslında makro açıdan baktığınızda çok belirleyici. Seçim sonuçları ve Türkiye’de büyüme rakamları ile ilgili analize göre büyüme ile iktidar partisinin oy oranı arasında 0.75 kadar kuvvetli bir korelasyon var.
Alttaki X ekseni büyüme oranlarını, y ekseniyle iktidar partisinin seçimlerde almış olduğu oyları gösteriyor. Yani büyüme oranı ve iktidar partisinin aldığı oy oranı arasında bire bir gibi çok kuvvetli bir ilişki var. İstisna olarak 2009 yerel seçimlerinde yüzde 4 daralmaya rağmen çok yüksek bir oranda oy almış. Ve bu son yerel seçimlerde genel anlamda yüzde 3–4 büyüme oranı nötr etki etmesi beklenirken AK Parti’nin oyları artmış. Ama diğer bütün seçimlerde AK Parti’nin almış olduğu oylarla büyüme arasında çok yakın bir ilişki var. Dolayısıyla makro anlamda ekonomik istikrar ve algılanışı, seçmenlerin birey bazında iktidar partisine yönelik oy tercihini çok ciddi anlamda etkiliyor. Yani iktidar partisi açısından ekonomi algısı ve ekonominin gerçekten büyümesi ciddi anlamda önem taşıyor. Dolayısıyla oy tercihlerinde Türk halkının, iktidar partisine olan davranışını öncelikle ekonomi belirliyor diyebiliriz. Yani son seçimde AK Parti’nin başarısında en büyük etkenler bir, lider; iki, ekonomi olduğu sonucuna varabiliriz.
Ipsos’un, iki ayda bir gerçekleştirdiği Türkiye nüfusunu temsil eden araştırması Türkiye Barometresi’ne göre aynı zamanda Memnuniyet Endeksi ve Kaygı Endeksi ile iktidar partisinin oy oranı arasında da yüksek orantı var.

TAPELERİ, GÜÇLÜ KAYGI YÖNETİMİ ETKİSİZLEŞTİRDİ
Türk halkının Türkiye’deki memnuniyet düzeyi ile AK Parti’yi tercih etme oranı arasındaki korelasyon % 80’lerde. Yani eğer halkın ekonomi ve yaşantısı ile ilgili memnuniyet düzeyi yüksekse, oy seviyesi iktidar partisini tercihte % 45- 55 içerisinde oynayan bir bantta kalıyor.
Dolayısıyla günlük hayatın içerisinde “Bugün seçim olsa veya yarın seçim olsa kime oy verirsiniz” sorusu ile “Yaşantınızdan ekonomik olarak memnun musunuz” diye sorulsa aslında ikisini tahmin etmek çok kolay. Yani her iki soru da birbirini neredeyse % 80 tahmin ettirebiliyor. Beklenti, ekonomi, demokratikleşme, insan hakları, güvenlik ve terörle mücadele ile ilgili kaygıların ölçüldüğü Kaygı Endeksi ile iktidar partisinin oy oranı arasındaki korelasyon yüzde - 0.86. Yani seçmen geleceğe ilişkin bir belirsizlik, seçim gününe kadar bir negatiflik seziyorsa iktidar partisine yönelik tercihlerinde de o anlamda düşme oluyor. Dolayısıyla Ipsos’un Türkiye Barometresi’ne göre iktidardaki bir partinin iktidarını sürdürmesinin yolu kuvvetli lider, ekonomi, memnuniyet yönetiminin yanı sıra toplumdaki kaygıyı yönetebilmesinden geçiyor. Nitekim 17 Aralık ve sonrasındaki bir ay içerisinde endişe çok yüksek düzeye ulaşmış. Hatta o bir ay içerisinde iktidar partisinin desteği de oldukça aşağılara düşmüş ama ondan sonraki iletişim süreci ve devam eden süreç içerisinde bunu olabildiğince iyi yönetebilmiş olması tapeleri etkisiz bırakarak seçmeninin çoğunluğunun yerel seçimde AK Parti’yi seçmesini sağlamış.