Advertisement

2014 başladığından beri jeopolitik risklerin ekonomik risklerin önüne geçtiğini gördük. Eski jeopolitik düzenin yıkılmaya başladığını adeta görüyoruz. Bizim bölgemizde bir yandan Ukrayna’da yaşanan krizin enerji politikaları açısından ne anlama geldiğini çözmeye çalışırken geçtiğimiz hafta Irak’ta IŞİD örgütünün saldırıları ile başlayan hareket Irak’ı bölünmenin aşamasına getirdi. Bu karmaşadan şu an için en kazançlı çıkanın Irak’ın Kürdistan Bölgesi olduğunda herkes hemfikir. Türkiye’nin Almanya’dan sonra ikinci ve en hızlı büyüyen ihracat pazarı olan Irak’ta bir kriz çıkması Türkiye’nin büyümesi, cari açığın finansmanı açısından soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Oysa ki 2009’da Irak’a 5.1 milyar dolar olan ihracatımızı 2013’te 12 milyar dolara çıkarmayı başarmıştık. Hafta boyunca Irak’a ihracat yapan işadamlarına sorduk. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, “Potansiyel olarak aylık 1 milyar dolar olan Irak’a ihracatımız 100 milyon dolar seviyesine gerileyebilir” derken Güneydoğulu işadamları daha iyimser bir duruşla “Alacaklarda tahsilat riske girmez” görüşündeler. Türkiye’nin ihracatında merkez nokta çatışmaların uzağındaki Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin egemenliğindeki bölge olsa da, çatışmaların bu bölgeye sıçrama ihtimali endişeleri artırsa da son durumda Irak’taki kaos ile Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bölgeye hâkimiyetinin artması anladığım kadarıyla Irak’a ihracat yapanları sevindiriyor. BloombergHT yayınlarında, bölgede faaliyet gösteren şirketlerin durumunu ve beklentilerini sorduğumuzda, “İhracatımız çoğunlukla Kürt Bölgesi’ne orada istikrar bozulmasın yeter” cevabını aldık.

‘PETROL ÜLKESİNDE PARAMIZ KALMAZ’
Gelişmeleri yakından izlediklerini söyleyen Gaziantep Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık, yakın gelecekte bir ekonomik faaliyet görmüyor. Bartık, Irak’taki istikrarsızlığın Türkiye’ye ekonomik etkilerini ele alırken özellikle iki noktaya dikkat edilmesi gerektiğine işaret ediyor: Ticaretin daha çok güvenli Kürt bölgesiyle yapıldığına ve ihracatın daha çok tüketim mallarından oluştuğuna... Eyüp Bartık, “Mevcut durumda olağanüstü hal ilan ettik. Rakamları sürekli izliyoruz. Erbil’de açtığımız bir Gaziantep Ticaret Ofisi’miz var. Irak’la ilişkilerimizi daha da artırmak istiyoruz. Bazı aylarda ikinci sıradaki partnerimiz oluyor. Gaziantep ihracatının yüzde 70’ini Irak’a yapıyor ama bu Kuzey Irak tarafına. Yani istikrarlı olan bölgeye yapıyor. Buradan diğer tarafa geçtiği söyleniyor. İlk heyecanla taşımalar kısmen durdu ama ben de uluslararası lojistik işiyle uğraşıyorum. Benim araçlarım da oraya gidiyor. Şu an giriş çıkışlarda herhangi bir sorun görünmüyor” diyor. Bartık, Türkiye’nin yatırım malları üretip satmadığını, tüketime yönelik ürünler sattığını dolayısıyla istikrarsızlığın Türkiye’de üreticilerin ve tüccarların üzerindeki etkisinin sınırlı kalacağını belirtiyor. Eyüp Bartık, Türk şirketlerinin Irak’taki alacaklarının tahsilatının riske girip girmeyeceği konusunda ise “Kimsenin petrol ülkesinde parası kalmaz” açıklaması dikkat çekiciydi. Nedenine gelince, yıllar önce Körfez Savaşı esnasında Gazianteplilerin Irak’ta ciddi alacakları karşılığında Gaziantep Ticaret Odası öncülüğünde bulunan formülmüş. Bartık, “Petrol karşılığında tüm alacaklar sıfırlandı. Şu an böyle görünmüyor ama önümüzdeki dönemde bunu yeniden organize edebiliriz” diyor. Söz konusu bölgenin Bartık’ın dediği gibi Türkiye’den başka, ithalat gerçekleştirebileceği çok fazla alternatifi yok. Tabii bölgede sıcak gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Irak’tan varlık girişlerinde inşallah Bartık’ın dediği gibi sadece 1 - 1.5 aylık bir yavaşlama olur ve ekonomik anlamda uzun vadede bir sorun olmaz.