Advertisement

Geçtiğimiz hafta açıklanan yeni kabine ile “ekonomi politikalarında ve takımında devamlılık korunacak” mesajı verilmesi, piyasayı, iş dünyasını ve yabancı yatırımcıyı rahatlattı. Ekonomi yönetiminde Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ikilisinin yerlerini korumuş olması piyasa ve iş dünyası için olumlu mesaj olurken Profesör Numan Kurtulmuş’un Başbakan Yardımcısı olarak kabineye katılması ve Nurettin Canikli’nin de Hayati Yazıcı yerine Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak atanması ekonomi yönetiminde en önemli değişikliklerdi. Bu değişiklikler BloombergHT araştırma departmanı tarafından yatırımcıya sorulan farklı senaryolardan “Senaryo B”nin ta kendisiydi.

Piyasa uzmanları, iş dünyası ve yabancı yatırımcının en çok hoşuna giden senaryo olan; Ali Babacan’ın yerinde kalarak Profesör Numan Kurtulmuş’un kabineye girmesini içeren “Senaryo B” temel ekonomi politikalarında değişiklik olmayacağı görüntüsü verdi.

2015’te G-20’nin dönem başkanlığını yapacak Türkiye’nin ekonomi yönetiminde bir isim dışında önemli bir değişikliğe gidilmemesi kadroya Profesör Numan Kurtulmuş’un ve Nurettin Canikli’nin katılması, zorlaşacak küresel likidite koşullarına karşı dayanıklılığın artırılmasının amaçlandığı görüntüsünü verdi. 2015’teki genel seçimler sonrası için de güzel bir geçiş dönemi kadrosu imajı çizdi. Ekonomi ve siyasal açıdan önemli sonuçları olabilecek uluslararası bir organizasyon olan G-20’nin dönem başkanlığında Türkiye’nin ekonomi yönetiminde 2002’den bu yana tecrübeli kaptanı olan Ali Babacan’ın korunması yerli yabancı iş dünyasını memnun etmiş gözüküyor. Bundan sonra iş dünyası ilk etapta iki Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Ali Babacan’ın uyumuna bakacak.

GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERİN İYİ SEMTİ OLALIM
Önümüzdeki dönemde küresel likidite ortamı zorlaşırken daha dış gelişmelere bakıyor olacağız. Burada püf noktası, yatırımı büyümekte zorlanan gelişmiş ülkelerden çekmekte başarılı olabilecek miyiz? Şartların zorlaştığı gelişmekte olan ülkeler arasında daha güvenli olarak görünebilmemiz için ne gerektiğini yıllardır Türkiye’yi yabancılara pazarlayan Ünlü&Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Ünlü’ye sordum. Ünlü, “Türkiye’deki gelişmelerin hepsi demokratik süreç dahilinde gerçekleşiyor. Yatırımcıların da önem verdiği bir konu istikrardır. Neticede mevcut hükümet ve politikaları son 12 yılda düzenli büyümeyi sağladı. Yeni kabinenin ve daha sonra genel seçimlerde oluşacak kabinenin bugüne kadarki mevcut politikaları devam ettirmesi halinde yabancı yatırımcıların ilgisi devam eder” diyor.

Türkiye’nin büyümesi her konjonktürde Avrupa’ya göre daha yüksek olacak. Bu hafta parasal genişlemeye gidip gitmeyeceği merak konusu olan Avrupa Merkez Bankası büyümeyi tetiklemek için Avrupa’da şirketlere ucuz maliyetli kaynaklara ulaşmalarını sağlamakta kararlı hatta faizleri uzun süre daha düşük seviyelerde koruyacak gibi gözüküyor. Ünlü, “Bunu iyi kullanalım gelişmekte olan ülkelerin iyi semti olalım. Doğal olarak Avrupalı firmalar gelişmekte olan ülkelere yani büyüme potansiyeli kendilerinden daha büyük olan ülkelere yöneleceklerdir. Türkiye de hem coğrafi olarak onlara yakın hem de bilindik bir ülke olması sebebiyle Avrupa Birliği sürecinde, Gümrük Birliği içinde Avrupalı firmalar için en doğal yatırım alanı olacaktır” diyor. Bakalım yeni ekonomi takımı, Mahmut Ünlü’nün dediği gibi “gelişmekte olan ülkelerin iyi semti” olduğumuza yabancıları inandırabilecek mi?