Advertisement

Birçok mesaj geliyor; faizler çok düştü, şimdi borçlanmazsak ne zaman borçlanacağız?
Ben de size sorayım: Faizlerin düştüğünden daha doğrusu “dip” yaptığından emin misiniz? Değerli dostlar, “faiz çok düştü” gibi içi boş bir ifadenin, kredi kullanana büyük zarar veren “gerçeklerin” üstünü örtmeye çalıştığını vurgulayarak konuya girmek istiyorum. Hatta girmeden size bir kere daha sormak istiyorum: Ne dersiniz; gerçekten faizler düştü mü? Yoksa daha da düşebilir mi?
Bu soruya cevap aramaya geçmeden bazı detayları birlikte tespit edelim ve üstünden geçelim:
1- Dolar-TL ilişkisini düşünün ve şunu sorgulayın: Türkiye’de banka satın alarak yerleşmiş bir kurumsunuz, yurtdışından dövizi getirip TL’ye çeviriyorsunuz, Türk halkına yıllık yüzde X üzerinde bir faiz ile satıyorsunuz ve aynı anda paranızı geri tahsil ettiğiniz anda (aylık faizli geri ödemeler halinde) dönüp daha düşük bir kurdan dövizinizi yerine koyabiliyorsunuz. Bugün gördüğüm bono faizinin halen dünya üzerinde bulunmayan bir oran olduğunu düşünürseniz, yukarıdaki mekanizmanın parayı satana ne kadar büyük kâr, alana yani kredi kullanana ne kadar büyük zarar yazdığını siz sorgulayın...
“Faizler çok düşük” diyenlere şunu da belirteyim: Dünya üzerinde en kârlı iş; yüksek faiz olan bir ülkeye para sok, kur düşük-yatay kalabiliyorsa, hatta düşmeye devam ediyorsa, faizi kazan ve daha düşük bir seviyeden dolarını geri al!
2- Türkiye’de “her türlü” faiz çok ama çok yüksek... Bu gerçeğe, düşen kuru ve kurun yurtdışından gelen sıcak para kontrolünde olduğunu da eklersek, varacağımız sonuç çok açık: Kredi veren, dünya üzerinde asla elde edemeyeceği bir kâr elde ediyor. Siyasi otorite ve Merkez Bankası elinden geleni yapsa bile “yerleşik yüksek faiz” yapısı, almaya alıştığı faizi ve alıştığı düzeni her şeye rağmen devam ettirmeye çalışıyor.
3- Yukarıda saydığım detaylara bir de “BANKALAR” gerçeğini ekleyelim! Türkiye’de dünya üzerinde asla görülemeyecek “kârları cebe indirmeye” alışan bir bankalar sistemi var. Faizler “çok yüksek” ve bankalar verdikleri her kredide “dünya üzerinde” uygulayamadıkları yaptırımları hayata geçiriyorlar. Bu noktada bankalara da daha önce yaptığım gibi yeniden çağrı yapmak istiyorum: Dünyanın hiçbir bölgesinde uygulamadığınız faiz oranlarını Türkiye’de uyguluyor ve üstüne bir de düşen kur ile inanılmaz paralar kazanıyorsunuz. Bu faiz böyle gitmez, Türkiye ve en önemlisi Türk halkı, bu faizi hak edecek kadar riskli değil...
Sonuç:
Türkiye’de faiz asla düşük değil! Sadece faiz de değil, bu faizi “daha yüksek seviyeye” çeken “masraflar” çok fazla ve bunların Türk halkına uygulanmasına “karşı durması” gerekenler tam olarak önlem almış durumda değiller!
Son söz: Emlak fiyatları-faiz dengesi henüz “optimal” noktaya gelmedi. Normal şartlarda Türkiye’de “faizin siyasi otoritenin de” hedeflediği şekilde daha düşmesi ve bu düşüşün “maliyet fiyatına da” yansıması gerekli. “Faizler düştü, aman alamadık” paniği yapmayın, piyasada fırsatlar bitmez!
Not: Aşağıdaki üç grafikten “düştü mü” dediğiniz faizi ve dolar kurunu görebilirsiniz.