Advertisement

SİZE bir soru sorayım: Ev almak istiyor musunuz? Aldığım cevabı tahmin edebiliyorum: Her Türk vatandaşı ev sahibi olmak ister... Değerli dostlar, istiyorsunuz, peki “almak yolunda” verdiğiniz kararın “aslında gayrimenkul” ile ilgili olmadığını, finans piyasalarının “bütün dinamiklerini” kullanmak zorunda olduğunuzu biliyor musunuz? Aldığınız “mal karşılığı” yapacağınız borçlanmanın “birden çok değişken” ile sorgulanması gerektiğinin farkında mısınız? Daha önce de yazdım, bir kez daha aktarıyorum, hemen hemen herkeste hep aynı soru var: Fiyatlar çok düştü, bu fiyatlardan ev alınır mı? Soru basit ama aslında yukarıda da belirttiğim gibi “karar süreci” çok karmaşık...
Değerli dostlar, konu bana göre çok önemli. Peki bu kararı nasıl veriyoruz? Şimdilerde ne yapmalıyız? Hepimiz “ev almak” istiyoruz ama “değişen dünya düzeninde” özellikle “birçok değişkenin aynı anda analiz edilmesi” gereken sistem içinde, bunun “finansal bir karar” olduğunu atlıyoruz. Çıkarım 1: “Ev almak, parayı vermekle veya borçlanmakla” bitecek kadar basit bir süreç değildir. Dinamiğe “finansal denklemin” bütün bileşenleriyle bakmak ve her açıdan sorgulamak gerekir... Bu noktada “tezi” açalım ve “detayları farklı senaryolar” ile sorgulayarak “her alım yapmak isteyene” uygun bir “sentez” yaratmaya çalışalım...
1-Emlak değerlerinin, “salt emlak gerçeklere dayanan” detaylardan dolayı prim yapıp yapmayacağı sorgulanabilir. Bu ne demek? Sadece fiyatlara bakar ve yaptığınız alımın değerlenme sürecini sorgulayabilirsiniz.
2-Alıma karar verildiğinde veya alım şartları sorgulanırken “ödeme, borçlanma cinsiplanı, paranın fırsat değeri, diğer piyasalarda nasıl değerlendirilebileceği” gibi detayları sorgulayabilir ve “sorgulamayı” tek boyutlu bir yapıdan “çok boyutlu bir denkleme” dönüştürebilirsiniz.
3-Bütün bu “gelişmiş bakış açısına” kendi sosyal-ekonomik gerçeklerinizi ekler ve senteze ulaşabilirsiniz. En doğru kararlar “ikinci tip yatırımcının” kendi gerçeklerini son halkada analize ekleyip senteze varmasıyla verilir. Bu noktada bir daha soralım: “Olaya tek boyutlu” bir açıdan bakan ile “çok boyutlu” bir algılamayla sorgulayan bir “alıcı” arasında, süreç olarak nasıl bir fark oluşur?
Çıkarım 2: Ev almak kararıyla “sorun” bitmez yeni başlar! Alım nasıl yapılacak detaylarının haricinde özellikle “maliyet yaratacak” ödeme detayları ve borçlanma seçenekleri alıcı açısından çok ama çok önemlidir.
Sonuç: Ev alma kararı sadece “düşen faiz” veya “düşen fiyata” bakarak verilemez. Fiyatlama dinamikleri “çok bilinmeyenli” denklemlerdir ve çok küçük değişiklikler “çok farklı sonuçlar” üretebilir.
Not: Bugün için kişiler dolarla borçlanamıyor, şirketler borçlanmaya devam ediyor. Bu noktada özellikle doların TL ilişkisini sizlere grafik olarak göstermek ve yaşanan “dalgalanmalara” dikkat etmenizi rica ediyorum. Bu dalgalanma “maliyetin de nasıl değiştiğini” çok net gösteriyor...