Advertisement

Ulusal Fındık Konseyi Başkanı Sebahattin Arslantürk, "Dünyanın en büyük üreticisiyiz ama aynı zamanda en pahalıya üreteni, en verimsiz üretimi de yapanız. Kalitemiz her geçen gün daha kötüye gidiyor. Üretim ayağında rahatsızlıklar var ve bunların acil olarak düzeltilmesi gerekiyor" dedi.

Arslantürk, geçici değil, kalıcı çözümler üretme üzerinde durduklarını anlatarak, "Çünkü bu sektör Türk tarımı için önemli. Daha da iyi bir noktaya getirilebilir. Bu konuya ilişkin yılda bir kez rapor hazırlayarak kamuoyu ile paylaşıyoruz. Raporu Gıda, Tarımve Hayvancılık Bakanlığına da iletiyoruz" diye konuştu.

Fındıkta 9 yıl serbest piyasa koşullarının uygulandığını anımsatan Arslantürk, şu değerlendirmede bulundu: "Geçen sezonun sonunda devlet, 'tekrar fındık sektörünün içinde yer alacağım' diye piyasaya girdi. 2016 mahsulünde 6 bin ton civarında ürün alındı. 2017 mahsulünde 140 bin tonun üzerinde ürün alındı ve halihazırda alıma devam ediliyor. Sektör 9 yıl içinde olması gereken altyapıyı kuramadı maalesef. Biz de hep serbest piyasa koşullarında çalışan bir piyasadan yana olmamıza rağmen, dengesiz fiyat iniş çıkışları, üreticinin gelirinin yetersizliği, beklentilerinin karşılanamaması dolayısıyla serbest piyasa şartlarının olması gereken yapıları tam oluşmadı."

Arslantürk, fındık alımında daha duyarlı ve daha istikrarlı olunması gerektiğini dile getirerek, "Çünkü fındıkta hem üretiminde hem de ticaretinde sürdürülebilirliği çok sağlam altyapılara kavuşturmamız lazım" dedi.

"Fındık üretiminde problemler var"

Türkiye'de fındık üretiminde problemler bulunduğuna dikkati çeken Arslantürk, şöyle devam etti: "Dünyanın en büyük üreticisiyiz ama aynı zamanda en pahalıya üreteni, en verimsiz üretimi de yapanız. Kalitemiz her geçen gün daha kötüye gidiyor. Üretim ayağında rahatsızlıklar var ve bunların acil olarak düzeltilmesi gerekiyor. Stoklama müessesesinin daha sağlıklı, daha istikrarlı çalışması lazım. Fiyatların düşüş ve çıkışındaki dengesizliği ortadan kaldırıp hem üretenin hem tüketenin memnun olabileceği ortak noktayı bulmalıyız. Onun altyapısını hazırlayacak dinamiklerin ortaya konulması lazım. İhracatçıların da daha fazla ülkeye, daha çok nasıl satabileceği konusunda altyapıları kurması, genişletmesi, alıcıya güven vermesi lazım. Bu sac ayaklarını oluşturmak fındığın geleceği için önemli."

Arslantürk, Türkiye'de 700 bin hektarın üzerinde alanda fındık üretimi yapıldığını belirterek, "Mevcut üretimimizi iki, üç katına bile çıkarma olasılığımız var yeter ki isteyelim. Ona göre orta ve uzun vadeli plan ortaya koyalım. Sonucun hem Türk tarımı için hem de Türk fındığı için çok iyi olacağına inanıyorum" ifadelerini kullandı.

Fındık üretiminde adeta kronikleşmiş sorunlar olduğunu vurgulayan Arslantürk, "Örneğin 3-5-10 dönümde üretim yapanı üretici olarak tanımlarsanız yanlış olur. Gerçek manada o ürettiği ürünle geçinebilecek üreticileri oluşturmamız gerekiyor. Devletin, arazi toplulaştırma yoluna gitmesi ve miras hukukunda düzenleme yapması gerekiyor. Sorunlar ancak bu şekilde halledilebilir. Ayrıca, mevcut alanda üretilen fındık çeşitlerinin yaşlı olmasından dolayı acil yenilenmesi lazım. Yenileme yapılırken sertifikalı verim ve kaliteyi ön planda tutan çeşitlere yönelmek gerekiyor. Bu konularda devletin vatandaşa ön ayak olması lazım" diye konuştu.

Arslantürk, örnek bahçe oluşturma gibi çalışmalar yapıldığını ancak bunun yeterli olmadığını dile getirdi.

Üreticiye "Gelir Kaybı Desteği" adı altında verilen ödeme modelinin değiştirilmesi gerektiğini anlatan Arslantürk, "Bunun doğruluğu tartışılmalı artık. Bana göre bu doğru değil. Bunun verim ve kaliteyi ön planda tutacak bir yapıya kavuşturulması gerekiyor ki ciddi bir sonuç alabilelim" dedi.