Advertisement

Önce bir soru: Türkiye’de Milli Piyango, Sayısal Loto, Şans Topu, Şirket Lotaryası, Kooperatif Piyangosu gibi talih oyunlarından büyük ikramiye kazanıp da, zengin(varsıl) bir insan olarak yola devam eden birilerini hatırlıyor musunuz?

Sanmıyorum, diyerek devam edeceğim.

At Yarışı’nı yukardaki şans oyunlarından ayrı tutuyorum, zira at yarışı müdavimleri arasında varsıl ve en önemlisi parayı yönetme becerisine sahip insanlar bulunuyor.

Para sahibi olmak, zenginleşmek, şirketlerinin sayısını ve parasının miktarını bilememek, bir zenginlik göstergesi kabul edilegelmiştir.

Öyle olsaydı, 30 yıl önce dünyanın herhangi bir köşesinde yaşayan mümtaz zenginler bugün de varlıklarını sürdürürlerdi.

Ne demek istiyoruz?

Basit.

Para sahibi olmak, güç sahibi olmak; güç sahibi olmak da o parayı koruma gücüne sahip olmaktır.

Denklemin iki ayağı var. Birinci ayak olsa bile, ikinci ayak tökezlediği anda, kurumsal yapı çöker.

Bugünün global zenginlerinden ilk 10’u hatırlayalım:

Jeff Bezos(Amazon): 112 milyar $

Bill Gates(Microsoft):90 milyar $

Warren Buffet(Berkshire Hathaway):84 milyar $

Bernard Arnault(LVMH&Christian Dior):72 milyar $

Mark Zuckerberg(Facebook): 71 Milyar $

Amancio Ortega(İnditex/Zara):70 milyar $

Carlos Slim(Telekomünikasyon/America Movit):67.1 milyar $

Charles Koch(Koch Industries):60 milyar $

David Koch(Koch Industries): 60 milyar $

Larry Ellison(Oracle):58.5 milyar $

 

Bugün zenginler. İhtimal önümüzdeki 20 yıl içinde de zengin olarak anılacaklar. Ama sonrasına kefil olamıyoruz.

Neden? Herbirine ilişkin birden çok gayrıetik, gayriinsani, gayrikabilirücû olayları hatırlayınız. Son ve en dikkat çekici örnek olarak Zuckerberg’in başında bulunduğu şirketin bir istihbarat aparatı gibi çalıştığına dair haberleri hatırlatıyorum. Diğer 9’u ile ilgili yaşanmış ve kimi kanıta ihtiyaç hissettiren örnekleri burada sayarak vaktinizi çalmayayım.

Bağlıyorum, yazıyı:

Zenginlik para, mülk, servet sahibi olmakla sınırlı bir felsefik tanımlama değildir. Bir kişiye, “zengin” diyebilmemiz için en az 3  kuşağın(dede, çocuk, torun) geçmesi gerekiyor. 3. kuşağı geride bıraktığınız takdirde, bir ülkenin veya yaşadığımız global dünyanın zenginler kulubüne girmişsiniz demektir.

Başa dönüyorum: Şans oyunlarından para kazananlar nasıl ki zengin olamıyorlarsa, rastlantısal olarak tarihin bir anında(20-30 yıl periyodunda) zenginmiş gibi görünmeniz, sizi zenginler kulubüne taşımaya yetmiyor.

Para sahibi olmanın sorumlulukları ağırdır. İçinde bulunduğunuz topluma “yarar”, ülkenize “girdi”, küresel ekonomiye de “kolaylaştırıcı etki” sağlamanız gerek.

Sosyal Sorumluluk, Toplumsal Dayanışma gibi kavramlar, yeryüzünün “kenar süsü” olsun diye üretilmiyorlar. İçini doldurmak gerekiyor, bu kavramların. Şimdi, global 3. Kuşağı geride bırakan zenginlerinin hayatını öğrenmek için biraz kitap karıştırın, paradan daha önemli kavramlara yatırım yaptıklarını göreceksiniz.