Advertisement

Bir ülkede üretim planlaması olmayınca, fiyat kontrolü de olmuyor.

Bayrama giderken “Antep Fıstığı” fiyatlarının apansız 6-7 kat artması üzerine, baklavacılar ayaklandı ve “Fıstıklı Baklava Üretmiyoruz” diyerek kazan kaldırdı.

Şimdi, birlikte bakalım, baklava üreticileri mi haklı, fıstık üreticileri mi?

Antep Fıstığı, Türkiye’yi ürün bazında global rekabet piyasası içinde tutan ürünlerden biri. Tıpkı, fındık gibi; kayısı gibi, incir gibi, kuru üzüm gibi, domates gibi, bal gibi, kiraz gibi, çilek gibi…

Antep fıstığı sanıldığı gibi sadece Gaziantep ve civarındaki illerde üretilmiyor. Türkiye’nin 35 ilinde üretimi yapılabilen bir tür. Fakat ekonomik olarak; Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Siirt, Batman ve Mardin’de  üretiliyor. Diğer kentlerde de Antep Fıstığı bitkisi doğa ile uyumlu olarak yaşayabiliyor ve verimli olabiliyor.

Yazının başına dönüyorum:

Üretim planlaması olmadığı için, devlet eliyle diğer illerde üretimi teşvik edilmiyor. Devlet bir düzenleyici faktör olarak devreye girmediği için de üretici Güneydoğu’daki kısıtlı bir alanda üretim yapıyor. Yani üretim, “dar alanda kısa paslaşmalar” türü bir döngünün içine sürükleniyor.

Geçen yıl, yukarda saydığımız ekonomik verim alanı olarak kabuledilegelen illerde kuraklık vs dolayısıyla rekolte bir miktar düştü.

Kimse üzerine alınmadı. Taa ki, Ramazan-ı Şerif gelip çatıncaya kadar. Birdenbire Antep Fıstığı fiyatları 6-7 kat artınca, herkes ayaklandı. Baklavacılar, “fıstıklı baklava üretmiyoruz” deyince, efkar-ı umumiye  tehlikenin farkına vardı.

Kilogramı 40 TL’ye perakende satılan Antep Fıstığı 260-300 TL bandına kadar yükseldi. Dün, (16 Mayıs) Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi ile Bloomberg HT’de bir mülakat yaptık. Bu mülakatta, durumu anlattım. Sayın Tüfenkçi, “Esnafımız Ahilik geleneğinin dışına taşan bu tür oluşumlara prim vermemeli, fiyat istismarı yapmamalı; yapanlar ayaklarını denk alsınlar” deyince, bu sabah Gaziantep piyasasında fiyatlar birdenbire 200-220 TL bandına kadar geriledi. Sadece “sopa” gösterilince fiyatlar bu hamlede buraya kadar çekildi.

Oysa, bu sopa çok önce gösterilmeliydi. Hatta, sopadan önce üretim planlamasına kafa yorulmuş olsaydı, bu bayramda ağzımızın tadı kaçmazdı.

Antep Fıstığı Vak’ası bize bir kez daha gösterdi ki, biraz önce yukarda saydıklarım ve sayamadığım stratejik tarım ürünlerimiz üzerinde planlı bir çalışma yapmamız şart.

Yoksa, bu bayram fıstık, sonrakinde incir, bir sonrakinde fındık diye gider.