Advertisement

Küresel talebi olumsuz etkileyen birçok faktörler ile petrol fiyatı son haftalarda % 20 üzerinde değer kaybetti. Talep yönüyle bakılırsa, en büyük tüketici olan ABD son yıllarda bu trendini bir hayli düşürdü (2006 da günde 12363 milyon varil tüketimini %37 azaltarak 2012 de 7784 varile geriletti). Ardından gelen Çin’de ise yavaşlayan ekonomisi ve daralan talebi ile son dört ay içinde net petrol ithalatı dibe vururken rafine faaliyetlerini de artırdı. Ekonomik büyüme endişelerinin önüne geçebilmek ve piyasalarda talep yönlü faaliyetleri artırabilmek için Almanya, ABD, Çin vs. gibi tüm aktörlerin birlikte (koordineli) hareket ederek zorda olan ülkeleri düzlüğe çıkarmaları gerekiyor. Ancak, bu olasılık giderek zayıflıyor, kolay değil.

Öte yanda petrol üretimi (arz) yönlü gelişmeler de piyasalara yada petrol fiyatına yardımcı olmuyor. İran arzı kısıntısı, geçici olsa bile şimdilik arka plana itilmiş görünüyor. Petrol ihraç eden ülkeler topluluğu (OPEC) başta Suudi Arabistan olmak üzere kotaları üzerinde üretime devam ediyorlar. ABD Enerji Bakanlığı verilerine göre, lider üretici Suudi Arabistan’ın Haziran 2011’den bu yana günlük ham petrol üretimi 9.5 milyon varil. Geçmişte bu kadar uzun süre kota fazlası üretim olmadı!. Rusya, Kanada gibi OPEC dışı ülkelerde de üretim farklı değil. Ayrıca, küresel petrol stoklarında yükselme ve kısmen buna bağlı olarak petrol fiyatı düşerken Stratejik Petrol Rezervlerinin (SPR) de piyasaya sürülmesi oldukça tuhaf.
Arz-talep dengesizliği ve teknik görüngeden (perspektif) bakılırsa, önde gelen küresel tüketicilerden iyileşme ve buna bağlı olarak ham petrol talebinde artış beklenmemesi petrol fiyatında baskıyı bir süre daha sürdürecek gibi görünüyor.
Geçen hafta piyasalardaki aşırı olumsuzluk ardından FED açıklamaları, özellikle, Janet Yellen’in “Gerekirse, kolay para politikasına devam edilebilir” ifadesi biraz iyimserlik getirdi ve gündemde olmamasına rağmen piyasalarda QE3 beklentisi oluşurken Obama’nın basın konferansının da etkisiyle petrol ve hisse senedi endeksleri  haftanın son günü toparladılar. Ancak, temel ve teknik verilerin olumsuzluğu çerçevesinde petrol fiyatının düşme eğilimine devam edeceğini, henüz dip yapmadığını ve bu seviyelerde satın almak için erken olduğunu düşünüyorum. Dahası, arasıra gözlenecek olan doğal toparlanma (ralli) çabalarının satış fırsatı olarak görülmesi gerekir. Ancak, unutulmasın, satış baskısının devam etmesi sadece küresel durgunluk (resesyon) senaryosunun derinleşmesi halinde  mümkün olabilir ve gözardı edilmemelidir. Şimdilik, risk petrol fiyatının yükselmesinde olabilir ve olası fiyat artışına karşı gerekli tedbir ve piyasa stratejileri ihmal edilmemelidir.  

Teknik analiz. Brent petrol geçen ay belirttiğim 100 dolar hedefini test edip biraz daha sarkarak 95 dolar/varilden işlem gördü. Şimdilik, 100 dolar/varil üzerine tırmanmaya çabalıyor, belki stopları temizlemek için 100 dolar/varil üzerinde işlem görebilir ama 95 dolar/varili tekrar ziyaret etmek isteyecektir ve asıl soru bu desteğin direnip direnemeyeceği olacaktır.
Hemen hemen tüm emtia piyasalarında fonların net uzun pozisyonları azalıyor. Son haliyle, NYMEX WTI Crude Oil (ham petrol) uzun kontratları bir önceki haftaya göre 16894 kontrat azalarak 326346 kontrata geriledi. Açık pozisyonlar (kısa) çıkarıldıktan sonra geriye kalan fon net uzun pozisyonları 146837 kontrata geriledi, ki Şubat ayına göre (255000) oldukça düşük bir rakam. Bu petrol fiyatında destek seviyelerine doğru gelindiği anlamına gelse de Ekim 2011 de fonların net uzun pozisyonları 105000 kontrat’a kadar gerilemişti.

 

WTI (NYMEX) petrolünde ise, 80 dolar/varil desteğinde direniyor. Brent’e benzer şekilde WTI’da 200 günlük hareketli ortalamasından destek bulup toparlamaya (tepki alışları) sahne olabilir. Burada da 80 doların tekrar ziyaret edilip daha önceki 74 dolar/varil seviyesini test edip edemeyeceği önemli olacaktır.
 
ALTIN.Son haftalarda ABD ve diğer önde gelen ekonomilerde peryodik verilerin yorgunluk işaretleri ile FED’in yeni tur para genişlemesine (QE3) başvuracağı beklentisi, piyasalarda düşme hızını frenlemekle birlikte B.Bernanke’nin kayıtsız davranması Perşembe günü altın fiyatında sert düşüşlere yol açmıştı. Bu konu (QE3) elbette gündemden düşmeyecek ama altın piyasası teknik olarak mükemmel hareket ediyor artık. Geçen hafta bahsettiğim 1620 direnç’inin test edilmesi ardından daha düşük seviyelere odaklı beklentim değişmedi. 1600 dolar/ons seviyesi yeniden önemli bir engel seviye (direnç) olarak altın fiyatınını önünü kesiyor. Mayıs ayında 1520 dolar/ons seviyesinde alıcı bulan altın bu seviyeyi tekrar ziyaret etmek isteyebilir. Özellikle, küresel ekonomide dramatik bir gerileme gözlenmedikçe, altının güven talebi özelliği, önceki hafta biraz hatırlanmakla birlikte, biraz daha beklemek zorunda kalabilir.