Advertisement

İtalya ve İspanya borçlanma maliyetlerinin rekor seviyelerden gerilemesiyle birlikte piyasalarda ileriye dönük istikrarlı bir seyir için zemin hazırladığı belki söylenebilir. Ancak problemli ülkelerde borçlanma maliyetlerinin kendi başlarına düşük kalması mümkün değil. Örneğin, 10 yıllık tahvil getirlerinin tekrar yükselmemesi için AMB desteğinin devam etmesi gerekiyor. Burada istikrarlı zemini kayganlaştıran iki engel öne çıkıyor. Birincisi, sorunlu ülkelerin tahvil satın alma programında, Almanya’nın ayak sürüyüp yeterli desteği vermek istememesi. Nitekim, geçen hafta ABM sorunlu ülke tahvil satın alma faaliyetlerinde Almanya görünmedi. İkincisi, sorunlu olan birlik üyelerine finansal yardım amacı ile kurulan AB istikrar fon’unun (EFSF) tüm ülkeleri destekleyecek gücünün olmaması. Şimdilik, İspanya’nın yardım talebi karşılanabilir ama İtalya ve diğerleri için ESFS’nin yeterli olmadığı biliniyor. Bu engelleri arka planda tutmak koşulu ile geçen haftanın iyimserliğinden destek bulan Euro/Dolar paritesi için endişelerin bir kısmı giderilse de temel veriler açısından endişeler devam ediyor. Özellikle, AMB ve AB yetkilileri sorunlu ülke tahvillerini satın almak için ortak bir zeminde buluşma konusunda zorlanıyorlar, uzlaşmaları kolay olmayacak. Ayrıca AB’de büyüme endişeleri faiz oranlarının düşürülmesi yönünde baskı yapacaktır.

Euro/dolar paritesi doğrudan İtalya ve İspanya borçlanma maliyetlerinin rekor seviyeden gerilemesiyle destek bularak 1,2040’dan 1,2400’e mükemmel bir tırmanış sergiledi. Parite böyle bir yükseliş momentumu ile bir süre daha finansal endişelere omuz silkebilir ve güven aracı olan önce dolar’a ve hatta Avustralya, Kanada gibi yüksek getirili emtia dövizlerine karşı değerlenebilir. Ancak, kısa süreli iyimserlikler trend oluşturmaz. Geçen hafta iyimserliği satın almış görünmesi yanısıra temel veriler ile işlem yapan trader’ların oldukça skeptik (kuşkulu) olduğunu sanıyorum.


 
Teknik olarak, geçen hafta bir hayli oynaklık gözlenmesine rağmen büyük resim değişmedi. Kısa dönem dip olarak 1.2040 seviyesi önemli savunma direnci. Yükselme yönünde 1.2430 seviyesi %50 Fibo. (1.3448-1.2040)ve 50 günlük hareketli ortalaması ilk direnç olarak görülüyor ama parite momentumu ile bu direnç üzerinde işlem görülürse 1.2750 engeli var. Ancak, paritede açık pozisyonlar bir miktar azalmakla birlikte (138.000) hala yüksek ve paritede olumsuz beklentileri sürdürüyor.

Dolar endeksine gelince, Cuma günü isdihdam rakamlarının iyi olmasıyla risk iştahı arttı (dolara talep azaldı) ve bir yıldan bu yana yükselen doların beklenen düzeltme eğilimi normal seyrederken, Cuma günkü kırılma daha derin bir düzeltme olasılığını öne çıkardı. Dolar endeksi, Cuma günü sert düşüşü ile 82.50 endeks puan’a (%61.8 Fibo.desteğine) kadar geriledi, daha derin bir düzeltme dolar endeksini 82.00 seviyesine kadar çekebilir. Tarım dışı isdihdam rakamlarının piyasa beklentileri ötesinde iyi açıklanması ve genel olarak risk iştahının öne çıkması ile Japon Yen’i dışında tüm majör para birimlerine karşı değer kaybetti. Bu hafta gelişmeler hem parite hem dolar endeksi için ipuçları verecektir.


 
ALTIN

Geçen haftanın altın fiyatını etkileyen üç önemli olay; FED’in FOMC toplantısı, AMB toplantısı ve tarım dışı ABD isdihdam rakamlarıydı.


FED, “ekonomik faaliyetler yavaşlıyor, isdihdam rakamlarında artış cılız, konut sektörü bir türlü toparlanamıyor” dedi ama bütün bu endişelere rağmen Eylül toplantısı için bile herhangi bir ipucu vermedi. Ayrıca, kolay para politikasının giderek azalan etkisi hem FED’i hem piyasaları rahatsız ediyor. İkinci olay daha büyük hayal kırıklığı. AMB yetkilileri önceki hafta atıp tutmalarına rağmen toplantı sonrası sözleri arkasında duramadılar. Tek iyi haber olan ABD haftalık isdihdam rakamları ise FED’in kolay para politikasında Eylül’e sarkan beklentiler için belirsizlik oluşturdu ve likidite konusunda piyasalar biraz hayal kırıklığı yaşıyor. Bilindiği gibi yükselen piyasalar (Bull Markets) tipik olarak yüksek dozda likidite ile beslenir. Altın’ın yükselmesi için bir süre daha beklemek gerekir diye düşünüyorum.


 
Bununla birlikte, arka planda bazı gelişmeler altın fiyatının yükselmeye başlaması için ümit verici.

1) SPDR Gold ETF dokuz aydan bu yana en düşük seviyede seyrediyor ve COMEX altın kontratlarında açık (Short) pozisyonlar yüksek. Eninde sonunda fiziki talebin (ETF) normalleşmesi ve açık pozisyonların kapatılması güçlü bir toparlanmaya (ralli) sebep olacaktır.

2) Likidite beklentileri her an altın fiyatını (ve diğer piyasaları) destekleyici olarak öne çıkabilir. ABM, İngiltere, Çin Avustralya ve hatta Güney Afrika ve birçok Asya ülkesinde ekonomilerini canlandırmak üzere likiditeyi artırıyor ve faiz oranlarını düşürüyorlar.

3) Mevsimsellik açısından tarihi olarak altın her yıl 2.yarıda daha iyi performans gösteriyor.

4) Maden sektörü altın fiyatından kopuk. Herhalde ETF’lerin popüler olmasıyla birlikte talep bu alana dönüyor. Zira, şirketlerin altın’ın değerinden farklı olarak yönetim ve Borsa ile de ilişkisi var. Ancak, son yıllarda enerji ve isdihdam maliyetlerinin artması ile karlılıkları düşen önemli madenlerin (GDX) her an yükselmeye başlaması olası bir hayli yükseldi.