Advertisement

Son birkaç haftadır küresel ekonomi iyimserliği arka plana gerilerken olumsuz verilerin, endişelerin öne çıktığı, adeta (bull ve bear) görüşlerin yol ayrımında olduğu bir zaman dilimi başladı. Geçen ay olumsuz tarım dışı istihdam rakamları (Mart) ardından yapılan değerlendirmeler küresel ekonomide tekleme işaretleri veriyor mu? türünden soruları gündeme taşımıştı. Nitekim,  inatla toparlanmakta direnç gösteren hatta daha da olumsuzlaşan avrupa ekonomisi, Nisan başında gerileyen hisse senetleri endeksleri ve deflasyonist emtia satış dalgası küresel ekonomik yavaşlama senaryosunun piyasalara yansıması olarak görülebilir.

Avrupa birliğinde faiz oranları indirimi beklentisi ve AB’de kolay para politikasının sona erdirilmesi bir yana yeniden hızlanacağı türünden “eski tas eski hamam” klasik çözüm çabalarına devam edilecek. Maalesef, Einstein’ı anımsatan (aynı deneyi yapıp farklı sonuç bekleme budalalığı) denemeler farklı sonuç veremiyor ve artık merkez bankalarının kolay para politikaları siyasi risk sınırlarına dayandı. Bu açıdan, piyasalarda yön tayini doğrudan müdahalelerin devam edip etmeyeceğina bağlı. Şimdilik, Mayıs/02 de açıklanacak olan tarım dışı istihdam rakamlarına kadar bu baskı devam edecek gibi görünsede sorulacak soru herhalde şu olmalıdır. “Mart ayında açıklanan zayıf tarım dışı rakamlarının gerçekten olumsuz bir trendin başlangıcı mı yoksa tek başına fazla etkili olmayacak izole bir veri mi”? Cuma günü açıklanacak tarım dışı rakamlar bu konuda fikir verecek.

ALTIN (COMEX)

Bilindiği gibi önceki hafta büyük el’in (merkez bankaları ve külçe bankaları) altın fiyatlarını düşürmesi ardından bekledikleri tam anlamıyla gerçekleşmedi. Neydi bu beklenti?. Kağıt enstrümanları satarak spot altın piyasasında altın yatırımını frenlemek. Elbette kağıt varlıklarla çok yüksek miktarlarda satış yaparak bir ürünün fiyatı kolaylıkla manipüle edilebilir. Önceki hafta vadeli piyasalarda iki seansda ons başına 230 dolarlık çöküşü kağıt enstrümanlarla başardılar. Ancak spot piyasaya etkisi pek istenildiği gibi olmadı. Aksine spot piyasada kalıcı olması istenen endişeler talep furyasına dönüştü. Özellikle Uzakdoğu, Hindistan ve Türkiyede spot altın fiyatı kağıt varıkların dikte ettiğinden farklı fiyatlanmaya başladı. Bunun anlamı nedir? Altın piyasasında uzun vadeli yapısal bir değişim başlıyor. Piyasalarda batı merkezli altın talebinin  yükselmekte olan (EM) doğu ülkelerine kaydığı görülüyor. Batıda yatırım fonlarında (ETF) altın satışı hızlanırken doğu ülkelerinde talep artıyor. Önümüzdeki yıllar için altın piyasasında yeni bir çağ başlıyor, uzun vade yatırımcılar kısa dönemli zig-zag’lardan endişe etmeden uzun vade için altın satın alıyorlar.

Dünya Altın Konsey’ine (WGC) göre, doğuda ve gelişmekte olan ülkelerde artan sadece bireysel talep değil. Çin, Hindistan, Rusya, Meksika, Brezilya, G.Kore, Kazakistan ve Türkiye gibi ülkelerin merkez bankaları da varlık dağılımı adına altın toplamaya çalışıyorlar. Hindistanda gerileyen altın fiyatı spot piyasada müthiş bir talep oluşturdu. Bu ülkede artan gümrük vergisine rağmen geleneksel talebin yeniden canlanması ve yakın tarihde ki festival talebi ile daha da artacağı beklentisi ile en azından teknik olarak kısa vadeli dip seviyesinin geride kaldığı söylenebilir. CFTC COT (takas) rakamlarında altın kontratlarının, özellikle 19 Nisan satış dalgasını da içeren, bir hayli azaldığı görülmekle birlikte fonların aşırı uçlarda olmaması her iki yönlü faaliyetler için hareket alanı oluşturuyor.

Teknik olarak altın fiyatı geçen haftanın dramatik çöküşü ardından Kritik 1473 dolar/ons (%61.8 Fibo) direncine kadar yükseldi.  Doğal olarak yükselme beklentisi olanlar (bull kampı) altın fiyatını 1400 dolar üzerinde tutmaya çalışıyorlar. 1450 dolar  üzerinde denge (stabilize) sağlanırsa 1500 hedefi üzerinde 1540 dolara kadar direnç görülmüyor. Ancak, altın fiyatı 1400 dolar altına sarkarsa direksiyon yeniden aşağı yönde beklentisi olan (ayı kampına) geçer. Özellikle, sert düşüşe tepki ile %61.8 düzeltme seviyesine (1473) yükseliş sonrası satış baskısı yada konsolidasyon şaşırtıcı olmaz. 

BRENT PETROL (ICE)

Avrupa Merkez bankasının faiz indirimi beklentisi son birkaç seans petrol fiyatında doping etkisi yaşıyor. İtalya borçlanma faizi sert bir şekilde geriledi. Yeni başbakan Enrico Letta’nın seçilmesi ile politik arenada düğümün çözüleceği yanısıra Avrupa’dan zayıf veriler ve zayıf enflasyon gözlenmesi Draghi’ye faiz oranlarını düşürmekten başka seçenek bırakmıyor. Dolayısıyla, talep artışı beklentisi ile petrol fiyatı destekleniyor. Aksi yönde bir gelişme halinde, politik yada ekonomik, petrol trader’ların aşırı üretim ve düşük talebe odaklanarak satış baskısının artmasına yol açabilir. Şimdilik, merkez bankalarının kolay para politikasına devam edeceği beklentisi yada yardım paketi coşkusu ile WTI ve Brent yükseliyor. Ancak, fonların ikna olduğu söylenemez. Son CFTC haftalık takas raporunda, örneğin WTI 211.575 kontrata kadar geriledi. Şubat başında rekor uzun pozisyon taşıyan yatırım fonlarının sürekli satış baskısı ancak temel verilerde iyileşmeyle frenlenir.

OPEC ham petrol sepeti ise iki haftadan bu yana ilk kez 100 dolar/varil üzerinde işlem görüyor. 12 farklı kalite petrolden oluşan bu sepet (Saharan Blend-Cezayir, Girassol-Angola, Oriente-Ekvador, İran Heavy, Basra Light-Irak, Kuwait Export, Es Sider- Libya, Bonny Light-Nijerya, Qatar Marine, Arab Light-Suudi, Murban-UAE, Merey–Venezuela) 100.70 dolar/varil’e tırmandı. Küresel ekonomide yavaşlama ve ham petrol talep endişesi ile OPEC üyeleri 31 Mayıs toplantısında kollektif üretim hedeflerini belirleyecek.

Teknik olarak Brent petrol geçen hafta 100 dolar/varil üzerinde yükselme ivmesini artırdı ve %50 Fibo düzeltme seviyesi 104 dolar/varil ile flirt ediyor. Momentum, %61.8 Fibo direnci olan 106.30 dolar/varil’e kadar taşıyabilir ama gerek 50-100 hareketli ortalamaları gerek diğer kısa dönem teknik göstergeler negatif görüntünün devam ettiğini gösteriyor.