Advertisement

"Artık yetti" dedi Başbakan Erdoğan grup konuşmasında. Hedefinde Merkez Bankası yönetimi vardı. Aslında Almanya dönüşü aynı ifadeleri kullanmıştı Başbakan Erdoğan, yani söylemde yeni bir şey yok. Başbakan "faiz sebep enflasyon neticedir" savını da daha önce çok kez dile getirdi. Yazılı basına faiz konusundaki eleştiriler yansımıştı ama bu üslubu sesli duymak piyasalar için çok daha etkili oldu. Başbakanı'ı dinlerken bir ara Merkez Bankası'nı muhalefet partisi zannettim.

Neden bu kadar sert geldi?

Türkiye Ağustos'ta Cumhurbaşkanı seçimine gidiyor, büyük sürpriz olmazsa Başbakan Erdoğan aday olacak. Önümüzdeki yıl da Haziran'da genel seçimler var. İlk etapta Cumhurbaşkanı seçimi ardından da genel seçime Başbakan düşük büyüme ile gitmek istemiyor. Bunun önündeki asıl engellerden birini de faiz olarak görüyor.

Ayrıca iktidarı ile birlikte altın yıllarını yaşayan konut sektörüne ilişkin balon haberlerini daha sık duyar olduk. Konutun önündeki en büyük engel de yine faiz. Türk halkı düşük faiz oranları ile konut yatırımına giderken kredi faizlerinde %1'in üzerine çıkılınca alım kararları erteleniyor. Dolayısıyla bu süreçte konutun önünün açılması da önemli etken.

Yetmez ama evet

Merkez Bankası Haziran'da sanırım en zor kararlarından birini verecek. TCMB Başkanı Erdem Başçı faiz konusunda daha önce siyasetten gelen eleştirilere "Her Türk vatandaşının lobi yapma, kulis yapma hakkı var" demişti ancak iş bu sefer biraz daha ciddi gibi. Başçı Haziran'da da 50 baz puan indirim yapar diyorduk ama anlaşılan Başbakan Erdoğan bunu dalga geçmek olarak niteleyip yeterli görmüyor.

Haziranda 50 baz puan indirim konusunda şüpheler ortadan kalktı. 100 baz puan ve üzeri indirimler ise Merkez Bankası için kredibilite ve bağımsızlık tartışmalarını gündeme getireceği için bana göre uzak. Yurtdışı bozulmaz ve kur bu seviyelerde sakin kaldığı sürece Haziran'da faiz indirmeme ihtimali ise neredeyse kalmadı. Faiz indirimi yapılmadan geçilirse gerilim muhtemelen daha da artacak.

İstifa tartışmaları ise bana gerçekten abartılı geliyor. Bu olasılığa her açıdan durumu daha da karmaşık hale sokacağı için buna hiç ihtimal vermiyorum. Ama Başbakan'ın zamanı dolunca gereğini yaparız ifadesi de 2016'da görev süresi biten Erdem Başçı için yeniden atanmaz sinyali.

En iyi senaryo

Peki bu gerilimi en az sıkıntılı şekilde nasıl atlatabiliriz. Avrupa Merkez Bankasından faiz indirimi ve parasal genişleme sinyallerinin gelmesi, ABD verilerinde çok hızlı bir toparlanma olmaması, ABD Merkez Bankası Fed'in faiz artırımı konusunda acele etmeyeceği vurgusu yapması, ABD 10 yıllık tahvil faizinde şu anki %2,5'lik sakin seyir en iyi senaryonun unsurları.

Enflasyonun Haziran'dan sonra yılın ikinci yarısında düşüşe geçmesi, gelişmekte olan ülkelere para girişinin sürmesi, AMB'den sonbaharda gelecek parasal genişleme ve Fed'in faiz artışını ötelenmesi ile bazı ekonomistlere göre Merkez Bankası'nın toplamda 200-250 baz puanlık bir indirim yolu var.

Bu arada politik cephenin faiz indiriminde bastırırken siyasi istikrar algısını bozmaması kritik. Türkiye'ye para girişi konusunda siyasi cephede şüphe yaratacak tansiyon ve gerilimler kendi isteklerinin yani faiz indirimlerinin de önünü tıkayabilir.