Advertisement

İlginç şey şu ekonomi… Nereden baksanız farklı görünüyor. Kamu, iş dünyası, halk, yabancı yatırımcılar; herkesin perspektifi farklı. Örneğin sokaktaki vatandaşın gündemi ile ilgili bir fikir verecekse eğer; Google’daki arama başlıklarında ekonomiyi ilgilendiren 2 tane başlık var 2013 yılının il 10’nunda. İlki listenin 3. sırasında yer alan “Altın Fiyatları”. İkincisi ise hemen onu takip eden 4. sıradaki “İŞKUR”. Listenin heterojenliği adına fikir vermesi için paylaşıyorum; ilk 10’da e-okul, ÖSYM, Rüya Tabirleri, Gangnam Style, Pepe vs. de var. Hem 2013, hem de 2012’de ilk 10’da olan 3 başlığa rastlıyoruz: e-okul, ÖSYM ve İŞKUR (Geçen sene 8. sıradaymış).

Yılın bu son yazısında vatandaşın en çok araştırdığı iki konuya eğilmekte fayda olabilir diye düşündüm: Altın ve İşsizlik… Önce listeye yeni giriş yapan altın ile başlayalım. World Gold Council’in yalancısıyım; Kasım – 2013 itibariyle Türkiye’nin altın rezervleri dünyada 13. sırada. Hatta birer ülke olmadıkları için; listede üzerimizde yer alan IMF ve Avrupa Merkez Bankasını da elersek; 11. sıradayız. Buradan hareketle 2012 toplam altın dış ticaretine bakıyorum; 2010 ile karşılaştırıldığı neredeyse 5 misli bir artış var. 4,5 milyar ABD Dolarından 21 milyara çıkmış tutar. 2013 için de benzer bir rakam bekleniyor. Bunun altında yatan sebeplerden biri enerji ithalatımızın bir kısmını altın ile geri ödüyor olmamız. Ama halkımızın bu sebeple altın fiyatlarını Google’da aradığını sanmıyorum. 2013’de düğün vb. merasimlerde rekor artış olmadığını da dikkate alırsak, nedeni ne olabilir acaba?

2008 Ocak – 2010 Aralık ayları arasında altın fiyatlarındaki artış 0’ün üzerindeydi. 2011 yılında da, altın yatırımcısına %30 kazandırmıştı. 2012’de ise resim değişti. Altın olduğu yerde saydı. O güzel günlerin bittiğinin habercisiydi bu. Ve gelelim 2013 yılına… Sene başından bu yana yaklaşık %30 oranında gerileyen fiyatlar bir yana, altın fiyatlarında tam 13 yıl aradan sonra ilk kez yıllık bazda düşüş ile karşı karşıyayız. Bunun altında yatan temel sebeplerden biri olarak neredeyse herşeyde olduğu gibi FED’in politikaları da gösteriliyor. Doğal olarak, halkın sınırlı bir bölümü global ekonomik piyasalar konusunda ilgi ve bilgi sahibi. O zaman nereden geliyor bu altın ilgisi? Yanıtı basit. Türkiye’de yastık altındaki altınların değeri hakkında herhangi bir kaynağı gönül rahatlığı ile referans almak kolay değil. Çeşitli kurum ve kuruluşların öngörüleri mevcut. 300 Milyar ABD Doları gibi bir rakamdan bahsediliyor. Bu rakam oldukça ciddi bir büyüklük ve potansiyel olarak çok daha fazla da olabilir. Çünkü güvenli liman olarak itibar edilen altının, Türk halkının gönlünde hep özel bir yeri olmuştur. Gelin görün ki; tüm alternatif yatırım araçları ile mukayese edilince, son 2 senenin net mağlubu da altın. Elde epey bir altın var. Böyle olunca tabii, dünyadaki Bitcoin merakının aksine, bizde herkes altın fiyatlarını takip eder olmuş durumda.

Gelelim ikinci arama konusuna: İŞKUR. Tabii bu kelimeyi duyunca da akla ilk gelen şey, iş arayışında olan insanlarımız. 2012 verilerine göre Türkiye’de nüfusun işgücüne katılımının en düşük olduğu ülkelerden biri. Burada da geçmiş yıllara bir göz atarsak; ülkemizde 2011 yılındaki işsizlik oranı, 2010’a göre 2,1 puan azalma ile %9,8'e gerilemişti. TÜİK verilerine göre 2012’de düşüş devam etti ve bu sefer oran %9,2 olarak gerçekleşti. 2013 Eylül ayı itibariyle oran tekrar %9,9’a yükseldi. İşsizlikle ilgili istatistikleri daha derinlemesine okumak ve bu yüzden mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam ve işsiz rakamlarına, kayıt dışı çalışanların sayısına, tarım dışı işsizlik oranına vs. de bakmak yerinde olacaktır. Ancak İŞKUR’u Google’da 8.likten 4.lüğe taşıyan sadece genel olarak işsizlikteki artış ile açıklanabilir mi? Öncelikle kentsel alanlardaki işsizlik ile kırsal yerlerdeki işsizlik oranlarını mukayese ettiğimizde, son dönemlerdeki trend ilkinin diğerinin hep 2 katı civarında seyrettiği yönünde. Yani interneti daha yoğun kullanan kentli işsiz nüfus bunun bir açıklayıcısı olabilir. Ama daha çarpıcı olan genç nüfustaki işsizlik oranının son 1 senede ’lerden, %20’lere dayanmış olması. Dünyada da işsizlik oranı olarak ilk 50 ülkenin hemen altındayız. Ama genç nüfus işsizliği dikkate alınınca ilk 40 içerisindeyiz. Tabii ki bu oranlar işsizliğin büyük bir problem olduğu ülkelerde çok daha yüksek. Örneğin İspanya’da, genel oran %20’lerin üzerinde seyrederken; gençlerdeki oran %45’ler düzeyinde. Belli bir birikimi olmayan, iş hayatına yeni atılmış veya atılmak üzere olan genç insanlarımız için dikkat çekici bir gösterge. İnterneti daha fazla kullanan gençlerimizin kendilerine bir gelecek sağlayabilmek adına, başta kamudaki istihdam kanalları olmak üzere farklı mecralara açılan bir kapı olarak gördükleri İŞKUR’a ulaşmak istemeleri sonucu bu kurum da popülerliği günden güne artan bir arama konusu haline gelmiş durumda.

2014’ün başta gençlerimiz olmak üzere iş hayatına atılmak isteyenlerin bu emellerine kavuştuğu, altın yatırımcılarının da kayıplarını telafi ettikleri bir yıl olması dileğiyle. Bakalım 2014 Google arama listesinde ekonomiden hangi başlıklar olacak…