Advertisement

Cuma akşamı şekillenen AB Liderler Zirvesi sonuçlarına bakıldığında, Almanya'nın ve dolayısı ile Merkel'in istekleri büyük oranda kabul edilmiş görünüyor.

Genel olarak üzerine uzlaşılan maddelere baktığımızda;

1- Üye ülkeler artık kafalarına göre harcama yapamayacaklar. AB tarafında verilen  sınırları geçen borçlanmalarda cezai yaptırımlar söz konusu olacak.

- Almanya'nın baştan beri savunduğu; 'kemer sıkarak ve disiplinli bütçelere bu krizin üzerinen geleceğiz ' yaklaşımının somutlaştırılması.

2- ESM  (Avrupa İstikrar Fonu) bütçesi IMF aracılığı ile AB tarafından konulan 200 Milyar euronun kaldıraç yöntemi ile 500 milyar euroya çıkartılmasından ibaret olacak. Fonun bankacılık lisansı alması ve daha fazla borçlanması mümkün olmayacak.

- Bu da Almanya'nın direttiği bir konuydu. Özellikle borçlanma yetkisinin devredileceği ESM'in alıp başını gitmesinden çekinen Almanya, bu fonu da böylece kontrol altına almış oldu.

3- Yunanistan dışında diğer problemli ülkelerin borçları yeniden yapılandırılacak olursa, özel sektör bu işe karışmayacak. Onların zarar etmesinin önüne geçilecek.

- Bu konuda Almanya'nın baştan bir itirazı vardı. Ancak özellikle Alman bankacılık sektörününde olası zararları göze alındığında, Merkel geri adım atmak zorunda kaldı.

Bu hatları ile bakıldığında aslında Cuma günkü zirve Merkel'in bir zaferi olarak gösterilebilir.

Ancak şimdi de Atlantik'in diğer tarafından ABD'den gelen homurdanmalar dikkat çekiyor. Zirve öncesinde Maliye Bakanı Timothy Geithner'ı bizzat Avrupa'ya gönderen Başkan Obama; "piyasaları hafife almayın, paranın ucunu gösterin" mesajını AB liderlerine iletmişti.

Sonuçlara bakıldığında kısa vadeli olarak ne Avrupa Merkez Bankası'ndan ne de üye ülkelerden piyasaları tatmin edecek bir parasal destek gelmedi. Hatta AMB, "tahvil alımlarının sonuna yaklaştık" diyerek ekstra bir karamsarlık yarattı.

İşte bu noktada ABD huzursuz. 2008 krizini piyasaları paraya boğarak atlatmaya çalışan ABD, Avrupa'nın -aslında Almanya'nın - piyasaları hafife aldığını düşünüyor. Olası bir yeni dalga da, açıklanan zirve sonuçlarının işe yaramayacağı ve önce AB'nin, sonra da ABD'nin tekrar resesyona girmesinden endişe ediyor.

Merkel bir kumar oynuyor ve 'either my Way or Highway' diyor. Bu rest karşısında da İngiltere hariç bütün AB üye ülkeleri, Almanya'nın blöfünü görmüş durumda. Ancak ABD ve İngiltere'nin temsil ettiği 'piyasa yanlısı krizle mücade yöntemleri' AB'nin üzerinde "Demokles'in Kılıcı" olarak sallancak.