Advertisement

Geçen yılın Ekim ayı gibiydi sanırım. Avrupa'da bu sefer daha ciddi bir test yapıldı ve bunun sonucunda Avrupalı bankaların toplam 115 milyar euroluk bir sermaye ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Avrupa Bankacılık Kurulu, paranın Haziran 2012 tarihine kadar bulunmasını istedi bankalardan.

İşte o zamanlar sadece kağıt üzerinde bir rakamdan ibaret olan 115 milyar euroluk sermaye ihtiyacının, şimdi bankaların 1 numaralı sorunu ve önceliği olduğunu görüyoruz. 

ilk olarak İtalyan UniCredit  hisse fiyatından %45 lik bir iskontoyla hisse satışı yaparak, sermaye ihtiyacını karşılama yoluna gitti. Açıklama geçen hafta geldi ve piyasalar % 45'lik iskonto süzünü duyduğu an hisse senedinde sert satış meydana geldi. UniCredit'in 7.5 Milyar euro sermaye bulabilmek için hisse değerinden %45 iskonto yapmayı kabul etmesi piyasalarda şok etkisi yarattı.

Avrupa Bankacılık Kurulu çok net bir şekilde sermaye ihtiyacı olan bankaların 30 Haziran tarihine kadar bu ihtiyaçlarını gerek hisse satışı, gerekse diğer yollardan karşılamalarını ve Tier 1, yani sermaye yeterlilik rasyolarını %9'a yükseltmelerini istemişti. Bu planın da zaman içinde sulandırılmaması için 20 Ocak 2012 tarihinde bütün bankaların 'sermaye artırmak için hangi yolları kullanacaklarını' bildirmesini istedi. Eğer herhangi bir banka sağlam bir planla gelemezse, kendi hükümetine dönüp bu parayı isteyecek (kamulaştırma) ya da son noktada kurtarma operasyonunu Avrupa Kurtarma Fonu (EFSF) yapacak.

İşte bu sebeple Avrupa'da bankalar ya haraç mezat en kârlı işlerini satıyor ya da büyük iskontolar uygulayarak, hisse satarak sermaye açıklarını kapatmaya çalışıyor.

Uni Credit kötü örnek oldu

İşte bu noktada %45'lik iskontosu ile Uni Credit, diğer sermaye arayışındaki bankalar için kötü bir emsal teşkil etti. Önümüzdeki süreçte aynı yoldan geçmek durumunda olan Banca Santander, CommerzBank, Intesa gibi bankalar, şimdi kara kara düşünüyorlar. Yatırımcı cidd bir iskonto isteyecek, bu bankalar ne kadar verebilecek?

Avrupa'nın sorunu likidite mi?

Bu haftaki rakamlara bakıldığında ECB'ye park eden para yaklaşık 460 milyar euro. Bu rakam bir rekor. Yani bankalar, büyük ölçekte %1 oranında ECB'den 3 yıllık repo ile almış oldukları parayı ne devlet tahvil alımında kullanıyor  ne de kredi olarak reel sektöre veriyorlar. Görüleceği üzere 'ileride ne olur ne olmaz ben bu parayı kullanırım düşüncesi' ile zarar etme pahasına ECB'ye geri yatırıyorlar.

İşte bu sebeple Avrupa'da bugünlerde banka olmak zor. Hem de çok zor.