Advertisement

Bu hafta içinde Çin'den iki önemli veri geldi. Önce %4 olarak beklenen enflasyon verisi %4.5 ile beklenenin oldukça üzerinde çıktı. Arkasından da Çin'in ithalat ve ihracat rakamları piyasalar için ikinci bir şok oldu. İthalat kalemi geçen yılın aynı dönemine göre % 15 oranında azalırken ihracat rakamında %0.5'lik bir düşüş görüldü. Bu rakamların sonucunda da Ocak ayında 10 milyar dolar fazla vermesi beklenen ticaret dengesi 27 milyar dolar fazla verdi. Bu rakam son 7 ayın en yüksek dış ticaret verisi.

Çin verileri özette ne diyor?

2011'de %9.4 ile dünyanın en büyük büyümesini gerçekleştirmiş, dünyanın 2. büyük ekonomisinden bahsediyoruz. 3.1 trilyon dolar rezervi olan, Avrupa ile ABD'nin en büyük ticaret partnerinden söz ediyoruz. Toplam enerji tüketiminin %20'sini tek başına yapan bir coğrafyayı inceliyoruz.

Dolayısıyla Çin'den gelen verilere bütün piyasa son derece dikkatle yaklaşıyor.

Yukarıda saydığım TÜFE ve dış ticaret verileri, Çin için 2012'nin tahmin edilenden daha zor bir yıl olabileceğini ve geçen seneden beri "hard landing", yani ekonomide "sert bir iniş" olmasın diye uğraşan Çin ekonomi yönetiminin, 2012'de de işinin hayli zor olacağını söylüyor.

Geçen yıl % 16'lar düzeyinde olan munzam karşılıklarını % 22'lere kadar çıkaran Çin, aslında ekonomisini düze çıkarmak için bu oranları 100 baz puan düşürdü. Piyasaların beklentisi 2012 boyunca munzam karşılıklarındaki düşüşün devam etmesi şeklindeydi. Ancak son gelen TÜFE rakamları bunun çok kolay olmayacağını söylüyor. Geçen ay artan enflasyon Çin'in ekonomiyi canlı tutmak için yapılabileceklerinin kısıtlı olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Diğer taraftan bugünkü ithalat ve ihracat rakamları da başka bir gelişmeyi gösteriyor. Özellikle Çin'in ithalatının geçen yılın aynı dönemine göre %15'e yakın daralması ülkede sanayinin çarklarının ciddi bir şekilde yavaşladığını söylüyor. İthalatın azalması, Çin için Brezilya'nın daha az ham madde satması, Almanya'nın daha az otomobil satması ya da ABD'nin daha az yüksek teknoloji ürünleri satması anlamına geliyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisinin daha az tüketmesi ise geri kalan ülkeler için ciddi bir kayıp oluşturacaktır.

Görüleceği gibi belki likidite bolluğu ve düşük faiz, piyasaların 'bahar bahçe' bir seyir izlemesine neden oluyor gibi gözükebilir. Hatta piyasaların geçen yılın tamamına yakınında oluşan kayıpları bir ay içinde geri almasını da sağlayabilir. Ama rakamlar yalan söylemez. Reel ekonomide tat yok; hatta ciddi soğuma emareleri var.