Advertisement

Dün gelen ABD imalat sanayi endeksi bir kere daha gösterdi ki Amerikan ekonomisi toparlanıyor. Konut sektörü hala zayıf, işstihdam tarafı kriz öncesinin çok altında ama Amerikan şirketlerinin ülke dışı yatırımları ve kar transferleri sayesinde ekonomi yavaş yavaş da olsa canlanıyor.

Tabii bu noktada Fed'in payı da büyük.

FED'in 3 senedir faizleri nerede ise '0'  tutması ve şirketlerin maliyetlerini düşürmesine yardımcı olması yukarıda anlattığımız "Amerikan ekonomisi canlanıyor" hikayesinin şüphesiz ki önemli noktalarından biri. Yani FED hiçbir şey başaramamış olsa dahi ABD ekonomisi zor durumdayken Amerikan şirketlerinin batmaması ve ekonominin çarklarının dönmesi için faizi 0'a çekti ve şirket giderlerinin düşük kalmasını sağladı.

-Peki ABD kurtuldu mu?

Bunu söylemek için çok erken. Amerikan ekonomisinin can damarı olan tüketici harcamaları hala çok düşük. Yani Amerikalılar hala kriz öncesindeki kadar çok harcamıyorlar. Diğer yandan Amerika'daki ortalama ev fiyatları son 4 yılda ortalama % 33 oranında geriledi. Amerika daki ortalama ev fiyatları 2003 yılı seviyesine, enflasyondan arındırıldıktan sonra ise 1998 yılına kadar gerilemiş durumda. Buna rağmen hala kimse 'dibi gördük' diyemiyor.

Dolayısı ile ABD ekonomisi toparlıyor ama hala kırılgan bir yapıda. Ancak özellikle globalleşen dünyada çok iyi yayılmış olan Amerikan şirketleri hala çok kar elde ediyorlar ve gelirlerini Amerika'ya transfer ediyorlar. Bu pozitif ayrıcalığı da Amerikan ekonomisinin bir çok problemine rağmen ayakta kalmasına neden oluyor.

-Amerika'nın toparlaması gelişen piyasalar içine ne anlama geliyor?

İşte can alıcı nokta burada. Hatırlarsanız yıl başında satın alınan hikaye neydi? Gelişmiş ülkeler iyi gitmiyor, likidite bol, para gidecek yer arıyor, her türlü problemine rağmen gelişen ülkeler yine de en iyi adres.

Şimdi bakınca durum yıl başındankinden farklı gözüküyor.

Kısaca Gelişen Ülkelere bir göz atalım.

Çin: Ekonomi beklenenden daha hızlı soğuyor. Bu sebeple Çin parasal genişlemeye geri döndü. Ancak enflasyon hemen yanı başında ciddi bir tehdit.

Hindistan: Faiz düşürmeye başladı. Hem de beklenenden daha fazla. Çünkü kriz öncesi % 8-9 büyüyen ekonomi % 6,5'lara kadar soğudu. Ancak gıda enflasyonu yüksek, dolayısı ile  faizi de aşağıya doğru alabileceği kararlar sınırlı.

Brezilya: Enflasyon %7'den % 5,25'e düşünce faizi %9'a kadar çekti. Yıl başından  beri faizi 250 baz puan düşürmüş oldu. Sebebi ekonomi de ki soğuma. 2011'DE % 1,3 Büyüde Brezilya ekonomisi ancak 2012'de % 1 bile büyümesi beklenmiyor.

Türkiye: Enflasyon % 10'un üzerinde, içeride sıkı para politikası uygulanıyor. Bu arada geçen yıl % 8,5 büyüyen ekonominın bu sene % 3 - 4büyümesi bekleniyor.

Görüleceği gibi ABD ile gelişen ülkeler arazında bariz bir faz farkı var. Yani 2010-2011 'de krizden çok da fazla etkilenmemiş olan gelişen ülkeler şimdi krizin etkilerini büyümedeki zayıflama ve yüksek enflasyon olarak görürken ABD ekonomisi ise dipten dönüyor gibi görünüyor.

Bu sebeple eski ezberlere takılıp kalınılırsa hata yapılabilir. ABD ekonomisi toparlarken gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri soğuyabilir, ABD Borsaları yükselirken başta BRIC olmak üzere gelişen ülke borsaları patinaj yapabilir.